i never promised you a rose garden

entry26 galeri
    15.
  1. ''icine dogdugu dünyanin kurumlariyla bagdasmayi ögrenemeyen,iletisimsizligin karanliginda yasayan on alti yasindaki bir genc kizin öyküsü''

    okudugum cogu romanda kendimi en az bir karekterle özdeslestirmekten alamadigim zamanlarda elime nereden gectigini hatirlamadigim bu kitap;ic sesimin, ' hah iste bunda da bir karekterle özdeslestir bakalim' dedigini cok iyi hatirlarim. nihayet özdeslestirme yapamayacagimi düsündügüm bir kitap gecmisti elime. gerci bu konuda beni hayal kirikligina ugratmisti. eger amacim bu olmasaydi kitabin öncelikle adina ve daha sonra arka kapagini gözden gecirdigim o zamanlarda hayatta okumazdim. sikinti böyle birseydir. umulmadik zamanlarda umulmadik hareketlerde bulunup umulmadik tepkiler verdirtir. neyse kitabi elime alir almaz daha adina bakmadan arka kapagini okudum ve hedefime(özdeslestirme) hizmet edebilecegini düsündügüm icin ön yüzünü cevirdim. yer yer mizah iceren, hizla okumaya basladigim deborah in akil hastanesine düsmesinin ve pek de bizden olmayabilen farkli ic seslerin hikayesiydi. kesinlikle beni sarmisti gel gör ki cok umutlu oldugum bu kitap 18 yasimda kendimi asmam konusunda beni yine eksik birakmisti.
    bu kitap eger biraz delirdiginizi hissediyorsaniz pek de tavsiye edebilecegim türden degil. herseyin normallestirildigi biricik dünyamizda aslinda normal olmadiginizi anlamaniz pek de ic acici bi durum olmayabilir cogu zaman.
    not: kitabi alti sene sonra tekrar okudum. iyi veya kötü, güzel veya cirkin anormal olmak bazen insana kendisini özel hissettirebiliyor. isterseniz deborah ya da benjamin botton olun.(bu konu acilabilir tabii).
    0 ...