yunan şarkıcı sonuna kadar haklı.
asıl kızmanız gereken bu organizasyonu yapan beceriksiz bilgisiz liyakatsizler.
kerhane, meyhane, kumarhane açılışına müftü davet ederek dualarla mekan açmaya kalkan insan aldığı ret cevabına din iman diyerek müftüyü eleştirme cehaleti desek ağır kaçar...
en komik olan da çıkıp "ne olursan ol, yine gel" mantığıyla yapılan iş bilmezliği savunup, türk bayrağı atatürk posteri altında konser vermeyi ret edilmesinin sorumluluğunu yunan şarkıcıya yıkmak.
yetmiyor...
çeşme eyaleti başkanı olarak kendini görüp, yunan şarkıcıya diplomat muamelesi yapıp Persona Non Grata (istenmeyen bağyan) ilan ederek yunan şarkıcıya şehri terk et demesi tüy dikmiş.
bir de eline mikrofon alıp atatürk türk bayrağı edebiyatı yapmak...
ya kardeşim orada çeşme eyaleti kuruluş kurtuluş yıldönümü etkinliği mi yapıyorsunuz da böyle konuşuyor davranıyorsunuz?
evrensel değerlerden, sanattan, çocuklardan, eğitimden, kardeşlikten, barıştan vs söz ediyorsanız... orası bir cudi munzur dağı eteğinde köy değil.
orası uluslar arası bir tatil bölgesi, orada her millet ırk kültür kimlik ve inançtan insanlar var. böyle bir kampanya ve böyle bir etkinlikte siz çeşme'de üye olmayan giremez yazılı olan çemişgezek dayanışma ve kalkınma derneği etkinliği seviyesinde organizasyon mu yapıyorsunuz da sadece türk bayrağı var?
koysanıza oraya tüm ülke bayraklarını flamalarını ortaya da kocaman türk bayrağını veya kardeşlikten söz ediyorsanız bir yunan bayrağı koysanıza... galiba sanatçı bunu istemiş ama kabul etmemişler. o konsere türk olmayan yabancılar, tatil veya iş için ülkemizde bulunanlarda konsere gelir etkinliğe katılır. bu insanları da düşünsenize...
tamam, yunan sanatçı haksız...
ayağına taş bağlayıp çeşmeden denize atın.
fakat çıkıp bu haksız kadını haklı çıkaracak tutum davranışlarda bulunmayın. hele ki bir de atatürk türk bayrağı edebiyatı yapmayın.
atatürk ki...
savaştığı ve on binlerce genç yunan askerini anadoluya gömdüğü düşmanları atatürk'ü nobel barış ödülüne aday göstermişlerdi.
savaştığı düşmanları gelip onun cenazesinde saygı duruşunda bulunmuştu. savaştığı generaller emekli olup yıllar sonra atatürk'ün cenazesine gelince tekerlekli sandelyelerinden yardımcıları vasıtasıyla ayağa kalkıp acılar içinde titreyerek ayakta durarak atatürk'ün cenaze kortejine selam durmuşlardır.
atatürk cephede askerlerine ölmeyi emrettiğinde ölen düşman askerlerinin annelerine de...
“Bu memleketin topraklarında kanlarını döken kahramanlar!
Burada, dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle
yanyana koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı
dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır. Onlar bu
topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.” diye mektup yazmıştır.
gelibolu'da oğlunu kaybeden anzak askerinin annesi de...
“Gelibolu topraklarında yitirdiğimiz evlatlarımızın acısını, alicenap sözleriniz hafifletti. Gözyaşlarımız dindi.
Bir ana olarak bana, bir güzelim teselli bahşetti. Yavrularımızın sonsuz uykularında, huzur içinde
dinlendiklerinden hiç kuşkumuz kalmadı.
Majesteleri kabul buyururlarsa bizler de kendilerine Ata demek istiyoruz. Çünkü, yavrularımızın mezarları başında söylediğiniz sözler, ancak bir öz babanın sözleri gibi yüce, ilahi. Evlatlarımızı bir baba gibi kucaklayan büyük Ata’ya tüm analar adına şükran, sevgi, saygıyla…” diye vb mektuplar ölen genç anzak askerlerinin annelerinden atatürk'e gelmiştir.
benim ağzımı açtırmayın, bu güzelim ülkeyi cahiller cennetine çevirdiniz.
isyan etmemek elde değil ya!
bazıları, ateist dinci sağ sol türk kürt akp chp vs hepsi cehalette yarışıyor.