(hey sen, hayal satan dinsiz moruk, iyi oku, seni rezil etmeye devam edeceğim, çünkü sen kaşındın)
--spoiler--
Parçacıkların nasıl kütle kazandığı problemine bir açıklama getirmek için Edinburgh Üniversitesinden Peter Higgs, daha sonra kendi ismiyle anılacak olan, bir bozon parçacığının veya alanının olması gerektiği fikrini ileri sürdü. Şöyle düşündü;
Büyük Patlamadan (Big Bang) sonra, ortaya çıkan enerjiden kütleli parçacıkların oluşturulması için, Higgs bozonu vasıtasıyla, bir elektrik alanı gibi, bir Higgs alanı devreye sokulmalıydı. Ve bu alan, bir yapışkan gibi, içinde yol aldırılan parçacıkları yavaşlatmalı ve onlara kütle kazandırmalıydı. Kurama göre, Higgs alanıyla kuvvetli etkileşen parçacıklar daha büyük, zayıf etkileşenler daha küçük kütleler kazanıyorlar.
Büyük Patlamadan hemen sonra sadece enerji vardı. Bu enerji kütleye dönüşmeden, kozmik ışın dalgası olarak kalabilir ve yayılmaya devam edebilirdi. Fakat bu enerji dalgalarına, yine, bir irade ve kudretin müdahalesiyle bir mekanizma devreye sokuldu ve bu kozmik ışın yığınları elektron ve quark ve nötrino gibi parçacık şekline büründürüldü ve görünen âlemi oluşturulmaya başlandı.
Peter Higgs’in bu mekanizmayla ilgili teorik çalışmalarından dolayı, bilim adamları tarafından bu mekanizma Higgs alanı olarak adlandırıldı ve bu mekanizmayı karakteristik parçacığına da Higgs parçacığı adı verildi.
Sonuç olarak, maddenin yapı taşları olan atom altı parçacıklar enerjiden oluşturulmuştur ve dolayısı ile madde enerjinin yoğunlaştırılmış bir şeklidir, diyebiliriz.
Hazırlanmış ve teknede bekleyen hamuru belirli işlemlerden geçirip simit veya farklı şekil ve büyüklükteki pastalara çevirmek bir pastacının düşünce ve el emeğinin sonucu değil midir? Hamur hâlinden ürünlere geçişin arkasındaki mekanizmanın kaynağını hamura vermek mümkün mü?
Daha doğrusu, "enerji" hamuru ile "madde" ekmeği arasındaki fark da böyle bir mekanizmanın var edilmesi işletilmesi değil midir?
Gözle görünmeyen ancak aklen ve ilmen var olması gereken bu mekanizmanın adı "Higgs alanı", bu alanın ortaya çıktığı temel yapıtaşı da "Higgs parçacığı"dır. Yani, görünmeyen bir el tarafından, enerji belli şartlarda bu alana sokulunca etkileşim sonucu bir işlemden geçirilmekte ve kütleye bürünüp madde şekline dönüştürülmektedir demek daha mantıklı değil mi?
Sonuç olarak, Kuantum Fiziğinin yaratıcı fikrine ve aykırı olmadığını ve onunla çelişmediği, onunla uyum içerisinde olduğunu ortaya koymaya çalıştık.
Kuantum Fiziği deneylerini veya olaylarını bilimsel yöntemlerle çok detaylı ve mantıklı olarak anlayabilir ve anlatabiliriz. Evreni ve olayları bilimsel metotlarla anlıyoruz, o halde Allah fikrine ihtiyaç yok gibi düşünceler, dinin ve Allah’ın bize ne dediğini anlamamaktan kaynaklanıyor.
Bilimsel metotlarla olayları anlama, Allah fikrini güçlendirmeli, onun var olduğunu ve atomdan Güneşe kadar, yani en küçükten en büyüğe kadar olan tasarrufunu, müdahalesini anlamamıza da vesile olmalıdır. Yani, bir arabayı bütün parçalarıyla tarif etmek ve kullanımını öğretmek, onun üretilmediği veya tesadüfen oluştuğu anlamına gelmemeli.
Bir fiziksel olayın veya evrenin anlaşılmasıyla Tanrı’ya ihtiyaç duyulmayacağı düşüncesi felsefi ve mantıki açıdan bozuk bir düşüncedir.