yaradılış sürecinin tedrici olması, bu süreç içerisindeki maddelerin değişimi dönüşümü mutasyonu, kendi cinsleriyle ve türevleriyle alakalı olup başka bir tür formatına geçmemiştir hiçbir zaman. bu nedenle tamamen uydurmasyon olan evrim teorisi ile ilgili, hiçbir bilimsel bir kanıt veri delil olay yada gerçek yoktur ortada. maddeci materyalist zihniyetin kainatın varoluşu, insan neslinin evveliyatı ilgili kuramları bile kendi aralarında çelişirken bu gerçeği hiç istemeseler de gözardı etmedikleri apaçık aşikardır. hatta aslında bilimden tamamen uzak bir inkar felsefesi olan ve dinsiz ve ateist bilimadamlarının bir kısmı her ne kadar inkarlarına devam etseler dahi kainat ve insan ilgili gerçekleri açıklarken bunu itiraf etmek zorunda kalmışlardır. örnek mi? örnek DNA;
--spoiler--
Grönland’da 2 milyon yıllık DNA bulundu. Bunların arasında tavşan, ren geyiği, kaz, kemirgenlerin DNA’sı bulunuyor. Günümüzdeki DNA’ları ile aynılar (güçlü genetik yakınlıktalar).
100.000 yılı kapsayan 72 kurt DNA kalıntısı incelendi. Hepsi de günümüzdeki gibi kurtlar.
Sibirya’da 35 bin yıllık modern evcil köpeklerle eşleşen DNA bulundu.
11.000 yıllık köpek DNA’ları bulundu. Genlerinden bu köpeklerin günümüzdeki köpekler gibi evcilleştirilebildikleri anlaşıldı. Günümüzdeki köpeklerle aynı köpekler.
“Kurtlar köpeklerin ataları ama DNA kalıntıları köpeklerin ne zaman evcilleştirildiğini bir türlü kanıtlayamıyor. Köpekler ile insanların tarihi önemlidir.”
----
2017’deki bu araştırma DNA kalıntılarının köpeklerin hep köpek olduğunu, kurtların ilk ne zaman evcilleştirildiğini bilmediklerini söylüyor.
Köpeklerin evcilleşmesinden sorumlu GEN, köpeklerde ilk yaratılıştan itibaren vardı.
Kurtları evcilleştiremezsiniz, kurtları evcilleştirmeye çalışarak DNA’sına evcilleşmeden sorumlu geni ekleyemezsiniz.
Kurtlar hep kurt, köpekler hep köpekti.
----
ispanya’da 400 bin yıllık insan DNA’sı bulundu. Binlerce kilometre uzaktaki Sibirya’da bulunan 40 bin yıllık insan DNA’sı ile aynı (güçlü genetik yakınlık) olduğu anlaşıldı. Neandertal sanılan bu DNA’nın sahibinin normal bir insan olduğu kanıtlanmış oldu.
Neandertaller, farklı bir tür değil normal insanlardı. insan her zaman sadece insandı.
--spoiler--
Evrimin, sahtekarlığa ve yanlı yoruma en açık olan bu konusunda evrimciler yine sık sık itiraflarda bulunmak zorunda kalmışlardır.
Charles Darwin:
Bana 'insan' konusuna girip girmeyeceğimi soruyorsun. Sanırım bu konudan tamamıyla uzak duracağım… Benim yirmi yıldır üzerinde çalıştığım bu yapıt ise hiçbir şeyi çözümlemeyi veya cevaplamayı başaramayacak.250
Ama insanın evrimi konusunda akıl almaz derecede hayal kırıklığına uğradım.251
David Pilbeam (Ünlü paleontolog):
Benim tereddütlerim sadece bu kitabı (Richard Leakey'in Kökler isimli kitabı) değil, paleoantropolojinin bütün ilgi alanını ve metodlarını kapsıyor. Yayınlanan kitaplar şunu söylemeye çekiniyorlar ki, ben de dahil olmak üzere kuşaklar boyu insan evrimini araştıran kişiler karanlık içinde çırpınıyorlar. Elimizde olan bilgiler, teorilerimizi şekillendirmek için son derece güvenilmez ve yetersiz.263
insan evrimi hakkında düşündükçe, bir bilim adamı olarak değiştiğimi hissettim. içimizde yerleşmiş bulunan ön kabullerin farkındayım ve bunları zihnimden kazımak için gerçekten çaba gösteriyorum... Geçmişte teorilerimiz, elde olan gerçek bilgimizden çok bizim o anki ideolojimizi yansıtıyordu...264
Richard Leakey (evrimci paleoantropolog):
David Pilbeam hoşnutsuzlukla şöyle der: "Farklı bir bilim dalından zeki bir bilim adamını getirseniz ve ona elimizdeki yetersiz delilleri gösterseniz, kesinlikle 'bu konuyu unutun; devam etmek için yeterli dayanak yok' diyecektir." Ne David ne de insanın atasını araştıran diğerleri elbette ki bu tavsiyeye uymayacaklardır, ancak hepimiz bu kadar yetersiz delille sonuç çıkarmanın ne kadar tehlikeli olduğunun tamamen farkındayız.253
----
insanın Atası ile ilgili itirafları
Evrim teorisinin iddiasına göre insanlar ve günümüz maymunları ortak atalara sahiptirler. Bu ilkel yaratıklar zamanla evrimleşerek bir kısmı günümüz maymunlarını, evrimin diğer bir kolunu izleyen bir başka grup da günümüz insanlarını oluşturmuştur.
Maymunlarla insanların sözde ilk ortak atalarına evrimciler, "Güney Afrika Maymunu" anlamına gelen Australopithecus ismini verirler. Gerçekte soyu tükenmiş eski bir maymun türünden başka birşey olmayan Australopithecuslar'ın çeşitli türleri bulunur. Bunların bazıları iri yapılı, bazıları daha küçük, daha narin yapılı canlılardır.
insan evriminin bir sonraki safhasını da evrimciler, "homo" yani insan olarak sınıflandırırlar. iddiaya göre homo serisindeki canlılar, Australopithecuslar'dan daha gelişmiş, günümüz insanından çok fazla farkı olmayan canlılardır. Bu türün evriminin en son aşamasında ise, homo sapiens sapiens, yani günümüz insanının oluştuğu öne sürülür.
işin aslı ise şöyledir: Evrimcilerin ortaya attıkları bu hayali senaryoda Australopithecus ismini verdikleri canlılar soyları tükenmiş gerçek maymunlar, homo serisindeki canlılar ise eski tarihlerde yaşamış bugün ise nesli tükenmiş ırklara mensup insanlardır. Evrimciler bir "insan evrimi" şeması oluşturabilmek için çeşitli maymun ve insan fosillerini büyüklüklerine göre art arda dizmişlerdir. Oysa bilimsel gerçekler, bu fosillerin kesinlikle bir evrim sürecini ispatlamadığını ve insanın ataları olarak gösterilen bu canlıların bir kısmının gerçek maymun, bir kısmının da gerçek insan olduklarını göstermiştir. (Konuyla ilgili daha detaylı bilgi için bakınız: Evrim Aldatmacası, Harun Yahya)
Ancak evrimciler bir kez ortaya böyle büyük bir iddia atmışlardır ve kendilerince bunu ispatlamak zorundadırlar. Bu yüzden de çeşitli sahtekarlıklara başvurarak kendilerine sözde deliller oluşturmaya çalışırlar.
Evrim teorisine delil arayanların en çok başvurdukları kaynak fosil kayıtlarıdır. Dikkatli ve tarafsız olarak incelendiğinde bu fosil kayıtlarının, evrimcilerin iddialarının aksine evrim teorisini destekledikleri değil, çürüttükleri görülür. Ancak fosillerin genel olarak evrimciler tarafından çarpıtılarak yorumlanmaları ve kamuoyuna da taraflı bir şekilde yansıtılmaları sebebiyle birçok kişi fosil kayıtlarının gerçekte evrim teorisini desteklediğini düşünmektedir.
Fosil kayıtlarındaki bazı bulguların her türlü yoruma açık olması evrimcilerin en çok işlerine gelen noktadır. Bulunan fosiller çoğu zaman sağlıklı bir teşhiste bulunabilmek için yetersizdir. Bunlar eksik ve dağılmış kemik parçalarından oluşur. Bu sebeple, eldeki verileri çarpıtmak ve bunları istenilen doğrultuda malzeme yapmak çok kolaydır. Nitekim evrimciler tarafından fosil kalıntılarına dayanılarak yapılan rekonstrüksiyonlar (çizim ya da maketler) tamamen hayale dayalı olarak evrim iddialarını doğrulayacak biçimde yapılır. insanlar görsel yoldan daha kolay etkilendikleri için amaç onları, hayal gücüyle rekonstrüksiyonu yapılmış yaratıkların geçmişte gerçekten yaşadığına inandırabilmektir.
Evrimci araştırmacılar, çoğu kez yalnızca bir diş veya bir çene kemiği parçası ya da ufak bir kol kemiğinden yola çıkarak insan benzeri hayali yaratıklar çizer ve bunu sansasyonel bir biçimde insan evriminin bir halkası olarak kamuoyuna sunarlar. Bu çizimler çoğu insanın zihninde var olan "ilkel insan" imajının oluşmasında büyük rol oynamıştır.
ve bunlar gibi daha onlarca bilim adamı, hepsi evrimci hepsi darwinci bunların kendi itirafları..
bence dinsizler inkarlarına dayanak olarak gördükleri evrim teorisini savunmayı bırakıp meseleyi felsefik muhabbetlerle sürdürmeye devam etsinler. zira olay bilme dayandığında rezil olmaktan kurtulurlar hiç olmazsa. çünkü evrim uydurma bir teoriden öteye hiçbir zaman geçmemiş bilimsel hiçbir kanıtı olmayan koskoca bir yalan, aldatmaca ve büyük bir hurafedir..