14 şubat 2009 antalyaspor galatasaray maçı

entry57 galeri
    56.
  1. 13 şubat 2009da başladı antalyaya ıspartadan yolculuk. otogarda atkılı 2 kişi gördüğümde anladım sadece ıspartadan sevgiliye gidicek olanın sadece ben olmadığımı. gece antalyada fırtına var. tufan da kopsa yarın orda sevgiliyle olucaz. sabah giydik polarımızı, taktık atkımızı yol aldık maça. barbaros ilköğretim okulunda antalyaspor formalı çocuklar vardı, baros değil serge olmuşlardı, arda değil ertuğrul atıyordu gollük pasları. gururum okşandı. seleklere geldik meslek liseli gençler toplanmış antalya sesleri ile inletiyordu caddeyi. 2-3 foto aldık gençlerden, o sırada köpeğin bi tanesiyle kırmızı beyaz çekiyorlardı. köpek bize beyaz deseneee deseneee 1 2 3 kırmızıııı hav kırmızı haav. helal olsun köpek de antalyasporluydu. nede olsa antalya sokaklarında doyuruyordu karnını. bazıları o köpek kadar bile olamamıştı.

    stada yaklaşıyoruz yavaştan, kırmızı beyaz aşıkları 4 1 yanda besteler söylüyor, maç saatine kadar sevgiliye özlemi bu şekilde gideriyorlar. karşımı bir galatasaray atkılı formalı delikanlı çıkıyor. anında alınıyor atkısı elinden. burası antalya başka takım yok diyor antalyasporlu genç. polis de hakkını veriyor.

    yeni kale arkasına geçiyoruz yavaştan. kafalar hafiften güzelleşmiş. red soldiersın lokalini açıyoruz hayırlısıyla maça da uğurlu gelsin diye. araya dozer koymuş polis göremiyoruz galatasaraylıları.

    stada giriyoruz zor bela. tribün liderleri geliyor hafiften hareketleniyor yeni kale. omuz omuza giriyor sevdalılar. başlıyorlar kasap havasına lay lay lay laylay laaayyyy...... antalya sen bizim herşeyimizsin.

    telefon geliyor clecle kişisinden, tv çekti oğluuum hep seni gösterdi tv mehter marşı sırasında diyor. bir de ekliyor cimbombomun köpeğine diye. yemişim tv yi diyor maçı beklemeye devam ediyoruz.

    tribünde bir pankart ilişiyor gözüme. maçtan önce hazırla taşları geliyoruz antalya diyen ultraslana ithafen. gelene taş gidene taş ua'ya tek taş diyor antalyaspor taraftarı.

    maç başlıyor dakika 13 antalyasporumun golü geliyor yıkılıyor tribün. o da ne ofsayt. maçın başında sadece oğuz sarvana söverken duyduğumuz galatasaray taraftarı susuyor. işe mi yaradı galatasarayın yaygarası diyoruz, sonra baros çıkıyor sahneye atıyor kendini yere yiyor kartı.

    dakika oluyor 30 takım geriye yaslandı yine diye başlıyoruz tırnakları yemeye. tırnak yeme zamanı değil devam ediyoruz, ne beşiktaş ne cimbom ne de kanarya en büyük sensiin antalya.

    dakika oluyor 41. açılıyor kocaelispor atkıları, kocaeli kardeş kocaeli.

    ilk yarı bitiyor. hemen telefonlar clecleye. verilmeyen gol buz gibi goldü diyor, sarı kart haklıydı diyor. olcak bu iş olcak diyip, sıcak çaya asılıyoruz sesi açsın diye.

    ikinci yarı başlıyor tribün sevgilisinin yine yanında "antalyamsın benim biricik sevgilim söylse senden başka kimim var benim". o sırada fatih ceylan almış bile topu, açmış ortasını vurmuş ahmet kuru topa. aman allahım

    goooooooolllllllllllll, ne ofsayt ne faul. gol ulan gol.

    meşaleler yanıyor sevgililer gününde, akşam mum ışığında yenicek yemek akla geliyor sonra mum ateşindense meşale ateşi altında antalyasporum için yanarım daha iyi diyoruz. yanımda ki küçük çocuğu kucaklamışım, biraz da korkmuş. öp ulan formandaki armayı diyorum. armaların arması da antalyamın arması diyorum.

    son dakikalarda galatasaray bindiriyor. ama tribünler oralı değil.

    "bir şarkısın sen ömür boyu sürecek dudaklarımdan yıllarca düşmeyecek an-tal-ya."

    kapalı bi an gaza geliyor. yeni kaleden adopenden vur vur sesleri. galatasaraylılar kendini belli etmiş. hemen susturuluyorlar.

    07 gençlik oluyor kırmızı, açık tribün oluyor beyaz, red soldiers oluyor en büyük. kapalı tribün antalya.

    galatasaraylılara bakıyoruz "ayıptır sorması niye geldiniz".

    maç bitti, bitti ulan yendik. futbolcular geziyorlar tribünü. hep beraber bağırıyoruz. yalçın geçiyor orta sahaya "biiir-ikiiiii,üüüüüç antalya şakşakşak antalya laylaylaylaylay ooo antalyaaaa".

    stad boşalıyor biz mutlu mutlu antalya büyükşehir belediyesi basketbol takımı karşıyaka basketbol maçına geçiyoruz. bir de orda galibiyet geliyor. neyleyeyim manitayı neyleyim sevgiliyi.

    akşam kısık sesle sevgilimize diyoruz seni seviyorum diye. ama bir yandan da akla geliyor ya antalya sevgisi.

    sayende ıspartaya boynumuz dik dönüyoruz antalyasporum. sayende iki gün önce kimsiniz lan bizi yeniceksiniz diyenlere karşı utanmıyoruz.

    seni çok seviyorum antalyasporum.
    3 ...