Çapraz binada bir anne oğul var. ikisi de yaşlı. Evden sürekli yüksek seste bir televizyon sesi geliyor. Küçücük eski tip bir televizyon var mutfağımdan görünüyor ve bir masa. Üstü hep yemek dolu. Teyze hep temizlik yapıyor. Hayret edersiniz; o yaşta bu gayret! annelik duygusu çok değişik bir duygu. Öte yandan üst katlarında her zaman erkenden uyuyan bir aile. Gece katiyen ışıkları açık göremezsiniz. Üstelik çocuklar küçük değil. Ben o yaştayken annemi hiç dinlemez hep otururdum saatlerce. Bir bipolar olarak bunlar benim suçum olamaz. Şimdi ilaçlar sayesinde uyuyabiliyorum tabi. Bir fili bile uyuyabilirim. Sosyal medyada yakınlarımı izliyorum bir de ülke ülke geziyorlar yine. Hep soruyorum kendime "normal bir insan olarak doğmuş olsaydın şimdi nerede ve ne yapıyor olurdun?" Diye.
Tanrı daha doğmadan önce mi benden nefret etmişti yoksa? Bunlara da takılmıyorum. Neyse. Bilmiyorum. Bazen bir anda gitmekten korkuyorum. Kayıp gitmekten bahsediyorum elbette. Bu dünyaya ait değilmişim gibi geliyor. Nereye gidersem gideyim mutlu olamayacak gibi hissediyorum. Böyle hastalığın ben!