kadınların işgücüne katılımı, bazı ekonomistler ve sosyal teorisyenler tarafından işsizlik oranlarının artmasının nedenlerinden biri olarak gösterilmektedir. bu görüşe göre, kadınların çalışma hayatına katılması, işgücü arzını artırmakta ve iş arayanların sayısını çoğaltmaktadır. böylece, mevcut işlerin sayısı sabit kaldığında, daha fazla insan iş bulmak için rekabet etmekte ve bu da işsizlik oranlarını artırmaktadır.
özellikle ekonomik durgunluk dönemlerinde, işsizlik oranlarının yüksek olduğu zamanlarda, kadınların işgücüne katılımı erkekler için iş bulma şansını azaltabilir. bu durum, bazı sektörlerde erkek egemen bir işgücü yapısının var olduğu ve bu sektörlerde kadınların çalışma hayatına katılımının sınırlı olduğu toplumsal yapılarda daha belirgin hale gelebilir.
ayrıca, kadınların çalışma hayatına katılması, geleneksel olarak erkeklerin çalıştığı iş alanlarında rekabeti artırabilir ve bu da ücretlerin düşmesine neden olabilir. bu durum, ailelerin ekonomik gelirlerinde dalgalanmalara yol açarak, işsizlik oranlarının artmasına katkıda bulunabilir.
ancak, bu görüşün eleştirildiği noktalar da bulunmaktadır. kadınların işgücüne katılımının ekonomik büyümeyi teşvik ettiği ve toplumsal refahı artırdığı da sıklıkla vurgulanmaktadır. kadınların çalışma hayatına katılması, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde olumlu etkiler yaratmakta, ekonomik verimliliği artırmakta ve yoksulluğun azalmasına katkıda bulunmaktadır.