Tacikistan, Özbekistan ile birlikte radikal islamcı akımların potansiyel olarak en güçlü olduğu iki Orta Asya devletinden biridir. Özbekistan da 1990lı yılların ikinci yarısında ve 2005 tarihinde Batı ile ilişkilerin gerilmesine yol açan Andican olaylarının benzerinin Tacikistan da yaşanma ihtimali diğer Orta Asya devletlerine göre yüksektir. iran ile kültürel ve etnik bağlarının bulunduğu da hesaba katılırsa Tacikistan yönetiminin islami akımlardan çekinmesi konusunda haksız olmadığı görülecektir. Fakat başörtüsünün yasaklanması Sovyetlerin metaryalist yönetim anlayışını akıllara getirmektedir ki, bu politika toplumsal bir tepki olarak islamcı akımların halk nezdinde genişleme ihtimalini ortaya çıkartabilir. Halen bölgede idari anlamda da Rusya nın etkisinin devam ettiği düşünürlerse seküler yapının devamlılığı anlamında mantıklı bir karar olabilir. Fakat yasakların, vatandaşın devlet ile olan ilişkisini ve güvenini zedelediği hesaba katılırsa, kendi içinde aksi sonuçlara yol açabilecek bir karar olarak düşünebiliriz. Nihayetinde bu karar Orta Asya da seküler anlayışın ve Rusya nın kültürel etkisinin güçlü bir şekilde devam ettiğini göstermektedir. Tahminimce Tacikistan yönetimi bu kararı iran veya S. Arabistan destekli islamcı akımların güçlenmesini kesmek için almıştır. Zira Balkanlarda bile bu iki devlet kendi islami anlayışı çerçevesinde etkili olmak için dini vakıfları ve eğitim kurumlarını kullanıyorlar.
