kadınım

entry374 galeri video5 ses1
    370.
  1. "eşyalar toplanmış seninle birlikte
    anılar saçılmış odaya her yere.
    sevdiğim o koku yok artık bu evde
    sen..."

    burada

    "kıyıda köşede gülüşün kaybolmuş
    ne olur terketme yalnızlık çok acı
    bu renksiz dünyayı sevmiştik birlikte"

    burada

    "hatırla o günü karşıki sokakta
    seni öptüğümü ilk defa hayatta
    kollarımda benim ilkbahar sabahı
    sen... "

    burada

    "sönmüş bak ışıklar,ev nasıl karanlık
    o ılık, aydınlık yuvamız soğumuş
    geceler bitmiyor ağlıyorum artık
    sen... "

    burada

    "bana biraktığın bütün bu hayatın
    yaşanan aşkların, değeri yok artık
    ben sensiz olamam artık anlıyorum
    sen... "

    burada

    "masamız köşede, öylece duruyor
    bardaklar boşalmış her biri bir yerde
    sanki hepsi hasret senin nefesine
    sen... "

    burada

    "şimdi çok yalnızım
    ne olur kal benimle
    o kapıyı kapat elini ver bana
    dışarıda, yalnız üşüyorsun
    sen... "

    burada

    "kıyıda köşede gülüşün kaybolmuş
    ne olur terketme yalnızlık çok acı
    bu renksiz dünyayı sevmiştik birlikte
    sen... "

    burada

    kısacası "kadınım" sözü dışında her vurguda yitirmişlik, olmamışlık, bi kaybediş, melankoli
    salgılayan ve o salgılanan melankolin de tam anlamıyla hakkını veren bi şarkı olmasına rağmen, sadece tek bi sözcükle bütün o olumsuz havanın dağıtılmasına, dağıtılma demeyelim de epriyip içinde bi umut, hala aidiyetlik barındırmasına olanak sağlayan bi yorum, beste, dogmatik filmlerde ansızın atılan şen bi kahkaha.

    evet, eşyalar toplanmiş, sevdiğim koku da yok artık, kıyıda köşede bi gülüşün kalmış, ki o da az
    sonra kendiliğinden gidecek, ışıkları birileri kapattı, karanlık, üşeyen ellerim gölge oyunundaki ellerine dokunuyor, duvara yani, öyle yalnızım işte anla, ama her şeye rağmen gene de sen benim "kadınımsın", benim, sadece benim, iyelik ekleri hala bende, sıfırlıyor, eşitliyor bu tanım her şeyi, hatta öne geçiyoruz.

    bi sözcük nasıl da tüm olumsuz, karamsar, kaybetmişlik hissini, tanju okan'ın sesiyle birleşince daha da nemrut olan kış mevsimindeki pazar ikindiüstü havasını dağıtıp bi nisan sabahına değil de, o kadar uzun boylu değil, haziran kuşluk vaktine atabiliyor, inanılır gibi değil.
    1 ...