delikanlı

entry77 galeri video2
    20.
  1. en basit tabirdir ki doğru bir tabirdir delikanlı olunmaz delikanlı doğulur diye.

    delikanlı doğabilmenin yegane dusturu seceresi ve seciyesi yüksek, temiz ve pak olmaktır.anadolu'nun veya da herhangi bir türk toprağının kültüründen kopmadan yaşayan türk anadan ve türk babadan doğan her bireyi bu açıdan potansiyel delikanlı adayıdır.

    bu secere ve seciye ileriki kültürel yaşantısını da etkileyeceği için yaklaşık 18-20 yıllık bir zaman zarfı delikanlının yetişme ortamı olarak nitelendirilir.

    öncelikli ve yegane şart delikanlı bireyi eğitecek ailenin bilinçli veya da bilinçsiz olarak ulusçu, milliyetçi ve atatürkçü bir yapıdan gelmesi gereklidir.

    ne alaka diye soran olursa atasına saygı duymayan ve onların yarattıklarının değerini bilmeyen soysuzların yetiştireceği çocuktan delikanlı çıkamaz, delikanlılığın yegane düsturu milletperver olması gerekliliğidir ki içinde millet sevgisi bulundurmayan hiç kimse gerçek manada yaratılmış sevgisi de bulunduramayacağı için delikanlı da olamaz.

    bunun yanında delikanlı adamın ailesi yeri geldiğinde haksızlıklara karşı her daim şavaşım içerisinde ama yeri geldiğinde de iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batırarak hak ile haksızlığın veya da kendisi haklı olsa bile vereceği tepkinin büyüyüp genel bir rahatsızlık üreteceğinden dolayı kimi zamanda arayı bulmak için sessiz kalması gerektiğini bilen yapıdan gelmelidir.

    kısaca delikanlı adamın ailesi,yapısı ve yetiştiği kültür böyledir.

    belli bir yaşa ulaştıktan sonra delikanlı adamın ateşle imtihanı başlar. bu imtihanda delikanlı adam o zaman zarfına kadar kendine belirlediği kuralları bir dini emirmiş gibi uygulamak zorunda olduğunu kattiyen bilmelidir.kurallarda esneklik payı olsa bile kırılganlık olmamalıdır. bu delikanlı adam her ne kadar doğuştan asil yaratılışlı türk'ün bireyi olsa bile eninde sonunda insandır ve çevresinde türklüğünü kaybetmiş türk yaratılışlı bireyler veya da büyükşehirde ve etnik karmaşanın içinde bulunan diğer şehirlerde o insani zaafiyetlerin içinde kıvranan yüzbinlerce milyonlarca adam vardır ve onlara öykünmesi, onların yaptıklarının onursuz da olsa kolay ve rahat olması onu etkileyebilir.o kişi iradesinin çelik olduğuna inansa bile her çeliğin bir erime noktası vardır malesef.

    onlara öykünmese bile onların ona karşı davranışları içinde bir intikam hırsı doğurabilir. burada delikanlı adamın bilmesi gereken yegane şey, delikanlı adam kendine yapılan yanlışı rahatlıkla sineye çekebilir olması gerektiğidir. delikanlı adam kendinden önce toplumsal değerleri düşünür bu yüzdendir ki tamamen kendisiyle alakalı bir yanlışta susması tutup da karşıtının ağzına bir güze etmesinden yeğ tutulmalıdır çünkü hırs ile intikam alan kişi adalet duygusunu kaybedebilir ve bu da insanın delikanlılık sıfatından git gide uzaklaşmasını sağlar.

    ama haksızlık toplumsal değerlerle ilintiliyse, o zaman gereken yanıtı verecek umursama kapasitesinde ve eylemsel kapasitede olmalıdır.

    eğer ki delikanlı adam bahsi geçen çevresel faktörlerin ağır bombardımanı altında kalırsa işler iyice sarpa sarar. ateşle imtihan giderek daha yakıcı hale gelir. ateşle imtihanın başları zamanı veya da öncesinde rahatlıkla yapabildiği ve ona güzel, saf, temiz gelen şeylerin yüzü ağır bombardıman altında giderek çirkinleştiğinde bir şekilde insani olan o çirkinleşen güzelliklerden vazgeçmesi gerektiği veya da askıya alması gerektiğini bilmelidir. peki bunu yapmak kolay olur mu. e dedik her ne kadar delikanlı olsan da, türk olsan da insan vucudundasındır türdaşlarınla aynı beyin ve sinir sistemine sahipsindir.seni sen yapan irksal özelliklerine işlenen kültürel kurallarının bütünüdür.

    işte bu yüzden kurallar gözü kapalı uygulanmalıdır, geriye bakmadan, düşünmeden, kendini düşünmeden.
    çoğu zaman bu şekil uygulansa bile kuralların uygulanmasında nadir de olsa sekme seni aslından, kendinden uzaklaştırarak insanlaştırır ve bilinir ki insan, malesef ki bu şartlarda mutluluğu, zevki, rahatlığı için makyalevist bir anlayışla her haltı yiyebilen, yeri geldiğinde en büyük onuru olması gerekli olan kendine saygısının bile bütün temellerini yıkan bir varlıktır.

    son noktayı delikanlı adam ve kavga meselesiyle koyalım.

    deikanlı adam kavgadan kaçan adamdır. bahsettik ya delikanlı adamın kişisel hırsları ve kendini kanıtlama arzusu yoktur diye işte bu yüzden kavgadan kaçar. tepesinde luzumsuz olarak gördüğü bir konuda bik bik bik öten bir adama ters yanıt vermez, susar. çünkü bilir ki susmasa olay daha da büyüyecek, olay büyüdüğünde karşıdaki kişi delikanlılık hasletlerine sahip olmadığından dolayı olayı saptıracak sonra da iyice azıtacak iyice azıttıktan sonra da delikanlı adamın kestiği cezanın büyüklüğü karşısında ne olduğunu anlamayarak yine suçlu delikanlı adam olacaktır. çünkü karşısındaki adam için çirkeflik olağan ve kabul edilebilirdir, hayatının normal bir öğesidir ve o cezanın büyüklüğü onu şaşırtacaktır.
    2 ...