varoşlar için yüzde 9-10, hatta 5'lere kadar inen bir durum konuşulsa da, sıradan bir erkek adına
en az yüzde 20-25, elit, kaliteli, dahası yanındaki kadını taşıyabilen erkek için ise asla sınırlama
getirilmemesi gereken, o anki pozisyona -beraber gidelen hatuna havaydı garsonla diyalogtu carttı
cuttu işte- göre oluşması gereken rakam.
hiç bahşiş vermeden kasada ödeme yapan aşağılık sığırlardan hiç söz etmiyorum. hadi kendine saygın yok, sünepe, dallaşmış minyon gavatın tekisin, bari yanındaki kızı küçük düşürme, yol yordam bil azıcık.
gerçekçi olalım. bahşiş her zaman çok önemlidir. sıcak bi ambiyans yaratamazsın o yavruyla anca
fok balıklarından, nerede oturduğundan, hangi okuldan mezun olduğundan bahsedersin. hele ilk
ağzını açışta garson sana bakmadıysa iyice kasılır, ulan ağır mı görünsem, tekrar mı seslensem şeklinde kıvnanır durursun. allahın beyinsizi, sen mi etkiliyeceksin lan bi hatunu,bardak penisli amele.
neyse gittiğim restoranlarda garsonlarla gözle, sözle, elle temas kurarak hemen samimi olurum.
hatta ilk gittiğim yerde sanki yıllardır buraya geliyormuş izlenimini vererek, kadınımın hem bana hem de mekana yabancılık çekmemesini sağlarım. eee hal böyle olunca, giderken bu havamı bahşişe yansıtmalıyım, kaldı ki bir daha geleceğim ben oraya. çoğu zaman, ne bileyim kahvaltı yapıp ya da kahve içtiğimde, bahşişle hesabı kafa kafaya getiririm. doğrusu da bu zaten.
açık konuşuyorum. paranız yoksa siktirin gidin mc donalds, burger king'te filan yiyin, gerçi onlar
da kapasitenizi aşar sizin, tüm sıyrıklar gibi taksim civarlarında takılın o zaman. offf ya gene çok sinirlendim. her yere girebileceksiniz diye bir kaide yok, haddinizi bilin. başkalarının yaşantısına özenip ailenize laf getirmeyin. bütçeniz neyse ona göre davranın. bu toprakların insanı olun be.
