ona göre hakikate ulaşma yolunda insan zihni genellikle güvenilir bir yapıdır, çünkü o tanrı'nın bir eseridir. bedenin varlığını devam ettirmesinde duyuların işlevlerini sorgularken tanrı'nın ,bedeni genellikle iyi yola sevk eden bir beden-zihin etkileşimi sistemi oluşturduğu düşüncesine varmıştır. tanrı insana genellikle içgüdüsel olarak iyiliği seçmeyi sağlayan bir his vermiş olsa da insan çoğunlukla yanlış kanılara varabilir ki bunların çoğunluğu duyularla ilgilidir, ya da daha kapsamlı olarak temelsiz ahlaki yargılara varabilir. buna ek olarak duyumlarımızın kesinliğine öyle olmadıkları durumlarda bile güveniriz; örneğin bacağı olmayan engelli bir kişi bacağında ağrı hissedebilir. turkuazın bazı tonları kimilerine göre yeşil, kimilerine göre mavi olarak adlandırılır.
descartes'a göre şüpheli şeylere inanmaktan sakınmamızı mümkün kılarak aldanmamıza engel olan özgür bir irademiz vardır ancak bu irade hata yapmamızın başlıca sebebidir. tanrı insanı kendiliğinden özgür bir iradeyle donatmıştır, bir bakıma tanrı'nın ve insanın özgürlüğü arasında bir fark yoktur ancak insanın kısıtlı bir zihin yapısı vardır ve özgür olduğu için iyi ya da doğru olup olmadığını kestiremediği durumlarda yanlış ya kötü tarafı seçebilir. “bir tanrı'nın var olduğunu anladıktan sonra, aynı zamanda, her şeyin ona bağlı olduğunu ve onun asla aldatıcı olmadığını da anladığım için, bunun sonunda açık ve seçik olarak kavradığım her şeyin, doğru ve kesin bir bilgisini ediniyorum.” şeklinde bir açıklama getirmiştir.