en keyif aldıgım kahvaltılardan biridir. gercekten.
son donemde pek yapmadım ama eskiden giderdim sık sık starbucks a sabah, bir latte alırım, bir kruasan. oh. keyfim keyim. modumu yakalardım:) prensesler gibiydim ben baba evinde.
cukulatalı ekmek de cok severim. hatta dugunumde fransa dan en samimi arkadasım geliyordu istanbul a. sana paris ten ne getirim dedi. kızım dedim pain au chocolat cok ozledim, getirir misin? kız bana cukulatalı ekmek getirdi ucakla. ihih.
belli bir konfor alanında yasamak, sevdigin seyleri tuketmek vs guzeldir. neden guzel olmasın. hatta muhendisler de sever, mutahitler de sever, siir yazar. sistem sadece fakir asık olabilir gibi sacma sapan bi sey pazarlıyorum. hayatımda duydugum en sacma mantık. fakir aldatacagı zaman cay bahcesine goturuyor, zengin aldatacagı zaman hilton roofa goturuyor, erkek erkektir:)
ben insanları ceplerinde tasıdıklarıyla askın bi alakası oldugunu dusunmuyorum.
yani ne alakası var? param yok diye sana asık olamaz mıyım? ya da param var diye sana asık olamaz mıyım? sacma yani.
sadece ben parasıyla insan satın alabilecegine inanan gorgusuzlere karsıyım. onlar cok rahatsız ediyor beni.
yoksa gorgulu olduktan sonra koyden de zarif bir kadın ya da adam cıkar, plazadadan da.