insan faktörü, sistemlerin en önemli temalarındandır. sistem ne kadar mükemmel olursa olsun, kabullenilmesi ve başarısı, insanların kabulüyle de doğrudan orantılıdır.
ayrıca tüketim toplumu yaratan kapitalizmden, komünizme geçiş, hem devletçi ekonomi politikasını uyarlamada, hem de insanlara tüketim çılgınlığından vazgeçirmede zorluklar yaşatır.
çin örneğine gelince, çin; kapitalist ülkelerden de daha kapitalist olma yolundadır. zira sırf üretim dinamiğini dünya piyasalarında etkin kılabilmek için, kuru düşük tutup; dolar rezervi yaratarak doları piyasadan çekmektedir. böylece dünyada artan dolar hacmine rağmen doların fiyatının düşmemesi, çılgınca ucuza üretimle canlı kalabilmekte ve dünya ile rekabette avantaj sağlanabilmekte. zira krizde bütün dünya ülkeleri üretim ayağında zortlamıştır.
öte yandan, halkın refah seviyesini arttırmayıp işçilik maaliyetini düşük tutarak dünya dengelerini kendi lehine daha da bozmak isteyen çin, kalitesiz ve kar en çoklaması mantığın dibine vurmuş, sosyal refah anlayışını iplememiş ve komünizmle uzaktan yakından alakası olmayan bir hal almıştır.