Ben ilk okul birinci sınıfı doğu Karadeniz’in ücra bir köyünde okudum. Sınıf mevcudumuz 4 kişiydi.
Biri ben, biri müdürün kızı, biri tutuk zekalı bi arkadaş diğeri de ciğerlerinde problem olan ve haftada sadece bir gün okula gelebilen bir arkadaştı.
Okul zaten dağın başında kim siker milli eğitim programını, o yüzden ben çok keyifli bir birinci sınıf yaşadım.
Bi kere biz resim dersini realizm ekolünden gelem Fransız ressamlar gibi çam ormanlarında işledik, sincapların tavşanların içinde hem de! Burada kaç kişi ömründe sincap gördü desem hihi ben buz devrini izledim o kabul olur mu diyecek adamlarsınız amk!
Olm rönesans’ın kaçak göçek bilimadamları gibi koyun kalbi kestik sınıfta! Sen deden kardiyo hastası diye duymuşsun kapakçığı. Ben onu canlı canlı gördüm el kadar bebeyken! O kapakçığı kulakçığa bağlayan kas liflerini bile gördüm amk! Şimdi senin bilişsel gelişiminle benimki bir mi? Siktir ordan ayküsüz pezevenk! Göz kestim lan ben okuma yazma bilmezkene! Sarı nokta, iris, mercek, sen anca fen laboratuvarında görmüşsündür orda da hoca ırkideşler mıteryallere kesinlikle elleşmiyoruz felan demiştir!
Köy desen zaten nat geo wild gibi! Ayı yavrusu gördük müydü dağda bayırda ayaklarımız götümüze vura vura kaçmak belletilmiş! Anası denk gelirse götümüzü kesmesin diye! Ayı lan bu boru mu adamı yer amk! Hele biz zaten çocuğuz! izimizi emaremizi bulamazlar!
Şimdiki öğretmenlerin alayı fos! Sıpanın veli toplantısına gittim mental farkındalığı fevkalade, sosyal olarak çok uyumlu, psiko-motor şeysi ales gut dedi karı! Alayınız bi durmuş hoca etmezsiniz amk!
