gelecekteki duygu durumunu teminat altına alma isteği. hem de hem kendinin hem de birlikte olduğun insanın. bencillik ve hayalperestlik var. ne denli hastalıklı. şimdi erkeği kadını çıkıp derler ki "evlilikten öyle büyük beklentilerimiz yok aslında " tabi canlarım, tabi hayatım, tabi... ayrılırken kopardığınız feryattan belli oluyor.
oysaki hayat günden gün de andan ibarettir. bazı yönlerden bir günü bir gününü tutmayan insan on sene sonraki mutluluğuna yemin edip karşı taraftan da onay bekliyor. 30 yıl boyunca birbirinin varlığından haberdar dahi olmayan insanların bir araya gelip evlenmesine, aynı evde yaşama teslimiyetine, yasal olarak birbirlerine hayatları hakkında söz sahibi olma ehliyeti vermesine kimse şaşırmıyor da ayrılırken ne hikmetse herkes yalandan "şoke" olup bu yuvayı nasıl yıktıklarına hayret ediyor. böyle garip bir şey işte evlilik. yarattığın puta tapmak bir nevi. evet bildiğin toplumun putu bu. "evlenip mutlu olmak" diye bir şey var biliyorsunuz. "evlenip mutlu olmak istiyorum artık." deniyor. evlenmeden mutlu olma ihtimalini tanımıyor size toplum çünkü bu sefer de;