türkiye üzerinde 22 ülkenin uyguladığı "barış" zamanı yapılan savaş. bunu ben söylemiyorum emekli mit elemanları söylüyorular. (bkz: aramaya inanmak)
bir dizi propongandanın hedef halk üzerinde, kamuoyu oluşturmak, kamuoyunun vicdanını yönlendirmek, meşruiyet kazandırmak veya hedef kurum-kuruluş-ülke-örgütleri, hedef halkın(kamuoyunun) gözünden düşürmek, unutturmak, düşman etmek için, çeşitli komunikasyon kanalları ile bunu yedirmek. kısaca.
işbu yazı sol-framede görünecek ve sonra gizli güçlerce silinecek belki * ama yazalım, aydınlatalım.
bir hikayeyle geliştirelim bunu;
Kahramanlarımız :
1- john amerikan hükümeti adına, amerikan ulus çıkarları için , siyah-gri-beyaz propoganda silahları ile psikolojik harekat yapan, karizmatik ama çirkin ajan olsun.
2- Micheal söz konusu ülkede sağ,sol veya orta görüşten bir siyasi görüşün ateşli militanı, öğrencidir bu büyük ihtimalle.
3- Frank, söz konusu ülkenin en trajlı gazetesinde köşe yazarı, ve akşam haberlerinin de enkırmeni olsun.
John muz cumhuriyetinde bir sabah, çayını içerken kendisine bir telefon gelir;
gizemli ses ; john, aslanım, şimdi muz cumhuriyetine bizim dışişleri bakanımız gelecek, halkın onu sevmesini sağla, o gider gitmezde düşmanı olduğumuz elma cumhuriyetinin cumhurbaşkanı gelecek, ona da güzel bir karşılama hazırla, hadi koçum.
john: peki abi.
"pıtt" telefon kapat!
john ayağa kalkar, cama yaklaşır biraz dışarıyı izler ve telefonuna sarılır;
jonh: alo mistır frankla mı görüşüyorum?
(frank john'un kimliğinden habersizdir, ajan olduğunu biliyor ama emin değil)
Frank: alo efendim? aaa abraham bey (johnun 1.387nci ismi), nasılsınız?
john: iyiyim frankcım, ya ne dicem, yarınki köşe yazına bir katkıda bulunmak istiyorum, müsaade edersen
frank: (durumu yarı yarıya çakar) tabii tabii, ne kadar katkı efendim?
john: keş 5bin rus ruleti(para birimi *)
(frankın gözleri parlar): tabii efendim ne demek, siz yollayın ben yayınlayayım.
"pıtt" telefon kapat!
iş bitmemiştir, john makaleye güzelce amerikan halkının ve hükümetinin ne kadar iyi işler yaptığını düzer de düzer, sonra onu franka yollar, işi bitmemiştir tekrar arar ;
john: frankcım diyorum ki 5bin rus ruletini 10bin yapsak da sen sizin kanalda bi film var "pearl harbour" diye, onu yayınlasan, benim hatuna süpriz yapcam da, akrostiş olsun.
frank: tabii abraham bey ne demek, hihi, iyi eğlenceler.
"putt" telefon kapat!
john, işin yarısını tamamlamış olmanın verdiği rahatlıkla camı aralar, yarı yarıya dışarı sarkar, ve tekrar telefonuna sarılır ;
- Aloo, michealcım aslanım naber koçum?
+ oooooo, iyiyim mistır david, siz nasılsınız?
- iyiyim be koçum, diyorum ki, 3 gün sonra bana uğrasanda sizin çocuklara yeni pankart neyin hazırladım, o. çocuğu elma devletine karşı bir karşılama hazırlasak, ben hallederim parayı neyin, sen çocukları hazır et yeter...
+ (sessizlik)
- hehe, aslanım merak etme, pankartlarla birlikte size haftasonuna birşeyler ayarlarım tabi
+ yok be abi, kirayı ödeyemedik bu ay, çocukların hepsi meşgul, çalışıyor filan...
- haa, anladım, peki aslanım sen hesap numaralarını gönder ben hallederim.(pis sırıtış)
+ tamam abi süpersin. hehe, ya bişi dicem, "beyaz bere" de ayarla abi, etkili olur.
- afferin lan aklın çalışıyor, o zaman pankarta da "hepimiz muzluyuz" yazalım ki yankı yapsın, bakarsın slogan olur.