öncelikle isteyen inanır, isteyen inanmaz. o farklı bir şey...
ben inanıyorum. ama inanmayan da, dine saygısızlık yapmadığı sürece, saygı gösteriyorum.
fakat bazı muhafazakarlar seküler ve laik bireylerin de kendi hayat tarzları ve alışkanlıklarına uyması gibi tuhaf bir beklenti içerisinde...
mesela bursa' yı ele alalım. stadın osmangazi tarafına işim olmadığı sürece geçmem. eskiden çok giderdim ama çok değişti. stadın görükle tarafında daha rahat ve iyi hissediyorum.
ben yıldırım' da yaşayan adamın alkol kullanmamasına karışmıyorum. ama aynı adam benim için '' ben içmezsem o da içmeyecek '' gibi bir söylemde bulunabiliyor.
suç teşkil etmedikçe insanların giyimine, içtiğine, yediğine, hobilerine saygı duyulmalıdır. muhafazakar birinin muhafazakar olmayan biri gibi yaşaması beklenmemelidir. mini etek giyen de kapanan da özgür tercih yapmıştır. saygı duyulmalıdır. aynı şey alkol alan, almayan, sevişen, sevişmeyen için de geçerlidir.
korktuğumuz nokta siyasal islamın ve mültecilerin tüm türkiye' yi kaplamasıdır. böyle bir ülkede yaşamak hem renk barındırmaz hem de keyif vermez.
dinsiz olmakla övünmesi herhangi bir marifet içermeyen kişidir. öte yandan inanmıyor ve dine saygısızlık etmiyorsa kimse karışmamalıdır kendisine.