geçmiş, şimdi, gelecek diye bi kavram bile yok o zamanlar. hep bi masumluk söz konusu, "yatcaz kalkcaz yatcaz kalkcaz"ların ardından "gelecekler" var!
çocukken arka bahçede yetiştirdiğimiz çiçeklerin yerini, artık ölenlerin mezarlarında yetiştirmeye başlanan çiçekler aldı. eskiden sevinçle sulardık o çiçekleri şimdi mezardakileri gözyaşıyla büyütüyoruz.
bayram sabahlarında eskiden heyecandan içimizde bi oraya bi buraya vuran kelebekler artık can çekişir oldu.
içimizdeki çocuğun oyunlarına iştirak eden inle cin...
büyüdük olum...
büyüdük ama, aslında gerçekten de kalbimizin yumruğumuuz kadar ufak olduğunu anladık o ayrı.
biz büyüdükçe masumluğumuz küçüldü lan!
pofff en çok fotograflardaki fare yemiş gibi gözüktüğü halde bile kocaman gülümsememizi eksik etmediğimiz anların karelerini özlerim...
şimdi dişler süper olsa kaç yazar? günde kaç kişiye o fotograflardaki gibi gülümseyerek bakıyoruz ki?
kaç defa içten?
ve kaç kişi daha gidecek diye beklemekten yoruluyorsun?