bilimsel açılımını pek sallamasam da kendi içsel psikolojime inanılmaz derecede iyi gelen birşeydir.
gündüz tüm gün boyunca bankada stres içinde rakamlarla boğuşup, yapılacak ufak bir hatanın büyük sonuçlar doğuracağı bir ortamda diken üstünde durduktan sonra işten çıkıp dört kafadar kiralanan bir stüdyoya gidip iki saat fütursuzca müzik yapmak kendi adıma müzikoterapinin dik alasıdır. eve dönüldüğünde teybe takılan bir dire straits, bir pink floyd orgazm sigarası gibi gelir günün sonunda. yastığa kafanı koyduğunda hayatını idame ettirebilmek için gündüzleri boğuştuğun rakamların yarattığı minimalist yıpranmalardan eser kalmamış, porno sitelerden gelen virüs yağmurundan arınmış bir bilgisayarın format yemiş hali gibi tertemiz başlarsın yeni güne.
müziği sevmek, müzikle uğraşmak, bir enstruman çalıyor olmak gerçekten anlatılamayacak, sadece ve sadece yaşanabilecek güzellikte emsalsiz bir terapidir müziksever bünyeye.