lili

entry45 galeri
    45.
  1. rahmetli sezai karakoç'un hüzünlü ve nahif şiiri.

    ''Bu kuklaların kukla olmadığı besbelli
    Ne söyledilerse tıpıtıpına gerçek besbelli
    Altın saçlarını yana atışı yok mu Lili'nin
    Lili'nin yağdan kıl çekercesine inanışı
    Lili'nin yağdan kıl çekercesine yaşayışı yok mu
    Kuklalar titremesin ne yapsın
    Kuklaların kukla olmadığı besbelli
    Lili'nin çekip gideceği besbelli
    Lili'nin dönüp geleceği besbelli
    Ekmek ha bakkalın olmuş ha Cabaret de Paris’nin
    Sen herhangi bir ekmek yiyeceksin işte Lili
    Ekmek ne kadar Allah'ınsa Lili de o kadar Allah'ın Lili
    Yüzün ruhun kadar aydınlık ya Lili
    Gönlün soğuk sular güzel aynalar gibi ya Lili
    Anladın ya kutunun içinden çıkan mendil
    Olamaz Üsküdar'dan geçeriken bulduğun mendil

    Bizi bırakıp nereye gidiyorsun Lili
    Demek bizi bırakıp gidiyorsun Lili
    Sen daima güzeller güzelini bulursun Lili
    Sen istesen de taş yürekli olamazsın
    Sen daima güzeller güzeli olursun Lili
    Demek gideceksin arkana dönüp bakmayacaksın
    Hangi kuş hangi şafakta ölecek görmeyeceksin
    Öyleyse al bu kürkü bu veda kürkünü Lili
    Tüyleri şiirler olan bu mahcup kürkü
    Sen daima Sultanlar Sultanı olursun Lili
    Demek sen gidiyorsun Lili
    Bizi öpmeden mi gideceksin Lili

    Lili'nin güneşin altında duruşu yok mu
    Perdeleri sıyırıp çirkin adamı burnundan yakalayışı yok mu
    Eline bavulunu alışı yollara koyuluşu yok mu
    Çirkin adamın güzel adam oluşu yok mu
    Yaklaşıp onu saçlarından yakalayışı
    Uzaklaşıp yollarda yol oluşu yok mu

    Lili'nin bir tavşan gibi koşuşu
    Keklik gibi dönüp bakışı ve yıldırım gibi koşuşu yok mu
    Adam da tam o zaman kapıdan çıkmaz mı dışarı
    Lili'nin adamın boynuna çocukça ve çılgınca atılışı yok mu

    Ben konuşmasını bilmem Lili”
    1 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük