türklertanrıcı ve alevi olarak geldiler anadolu'ya. alevîlik anadolu'daki türk devletlerinin resmî inançlarıyken tanrıcılık halkın önemli bir bölümünün inancıydı. bu durum yavuz sultan selimmısır'ı fethedip hilafeti almak için kahire'deki mollalarla anlaşana kadar sürdü. devamında öncesinde istanbul'u, sonrasında tüm imparatorluğu sünni mollalar ve padişahlara yaranmak için sünni olan devşirme paşalar yönetmeye başladılar. osmanlı'nın altın çağı tastamam bu sebepten son buldu. o devre kadar osmanlı dünyanın ekonomik, askerî, teknolojik ve kültürel anlamda lideriyken sonraki 1,5 yüzyılda avrupa'nın dalga konusu hâline geldi.
ancak zehra odabaşı gibi tüm hayatını selçuk medresesi'nde, sünnî-yobaz mollaların soyunun tedrisinde geçirmiş biri bu kadar gerçeklere gözlerini kapatıp dünyayı kendi dînîne göre bağnazca yorumlayan biri türkiye'de bilim ve teknolojinin geri kalmasını moğollar'a ve rûmî gibi* mistiklere atar suçu. oysa suç tastamam kendi yobaz dînî yorumundadır.