Olgunluğun diğer adı. Görmüş geçirmişliğin diğer adı. Birçok tabire gebe, belki derinlik belki yücelik, zarafet, efendilik, mertlik, incelik, klaslık, belki üst kademe bir insan olmak. Dünyadaki en önemli şey en kaliteli ve en değerli vasıf zannımca.
Bunu zaman aktıkça, yaşadıkça daha iyi anlıyorum. Bir insan düşünün ki ağırlığı, duruşu olmasın. Toy olsun, görgü sahibi olmasın, dengesiz olsun, şımarık olsun. Böyle bir insan benim için yok hükmündedir. Son zamanlarda buna dikkat ederek hayatıma birilerini alıyorum ama böyle bir insanla karşılaşmanın imkanı kabil değil. imkansıza yakın. Hep de arkadaşlıklarımı, ilişkilerimi bu yüzden sonlandırdım. Hayatım boyunca zaten bahsettiğim gibi biriyle karşılaşmadım. Belki de karşılaştım, karşılaştım ama karşılaşmam birkaç bakıştan ibaret ama onu hiç tanımıyorum. Tanımam lazım.
Bir zamanlar hayatına aldığın insanların basit, yüzeysel ve abur cubur insanlar olduğunu bu sayede anlıyorsun.
Bu yaşta bile, 50-60 yaşındaki insanlardan daha olgun daha görmüş geçirmiş olduğunu bu sayede anlıyorsun; yaşadıkça, gördükçe…
Öyle bir insan düşünün ki çok anlayışlı olsun, hayatın eleğinden geçmiş ve görmüş, tecrübeli olsun, ben bilirimden ziyade gördükten sonra daha iyi bilirim düşünce yapısında olsun, inandığı değerler uğruna ölmeyi tercih eden, kararlı olsun, her daim metanetli ve sakin olsun; candan, yürekten, mert olsun.
Böyle bir insan ancak hayal ürünü olabilir sanırım. Hele 50-60 yaşına gelip hala daha şahsiyetinden, benliğinden 20-30’lu yaşlarını atamamış insanları gördükçe daha da imkansız hal alıyor.
Bu noktada bu yüzden de hayalimde birini yarattım, ona aşk ona muhabbet ona dostluk besliyorum. Tıpkı hayalimdeki gibi. Belki de bana ısrarla temas eden, sevişecekmiş gibi bakan bir çift gözün bünyesinde bunu yarattım.
Belirgin, bir silüetten daha belirgin bir görüntünün içinde barınan bir silüet…
şu sallantılı dünyada yaşayan çalkantılı gönüllü eziklerin aksine bir insana vurulduktan sonra onun kadar iyisinin bulunmayacağını, dünyada bulunan en özel ve en nadide şahsiyet olduğunu düşünen biriyim. Dünyalara sığmaz bir yürekle sevmek…
Bu şımarık eziklerin anlayabileceği bir şey değil elbette. insan aşık olduysa bu dünyanın en üst şeyine sahip olmuş demektir. Bir şeye, bir şeyden daha çok aşık olmak diye bir şey yoktur. Bir şey en üst merhalede olduğu için aşığızdır değil Aşığımdır.
Yani daha iyisi hiçbir açıdan yoktur, bu beslediğim sevgiyi, aşkı ve ona karşı beslediğim alakayı mezara dek götürebilirim.
Sosyal medya, eğitimsiz/eğitimli kitle, kısacası tüm insanlar bunu belki de birkaç avuç kalmış insana bunu empoze etmeye çalıştı. Dünyada sözde bin bir çeşit çiçeğin varlığını göstermeye, bunu kanıtlamaya çalıştı ama nafile. Isır yanaklarını şehvetin, sulu sulu diyerek salık verdi ama elbette ki nafile.
Tek bir tacı vardı çiçeklerin sultanında, onu da koparacak bir kaba bulunur elbet…