kavusulacak gelecege mi yoksa arkada birakilanlara mi oldugu cogu zaman birbirinden hic ayirt edilmeyendir. bir goz onunuzdeki bilinmeze, diger goz de ardimizda biraktiklarimiza adanmistir iste... yollar serit serit akar, bir serit te senin zihninin derinliklerinden su yuzune cikmaya baslarken...uyku kokan otobus karanligin icine icine nufuz eder, karsidan gelen kamyonun fari uyku ile uyaniklik arasindaki belirsizlige son verir. ve baslarsiniz sizin gibi bir yerden bir yere giden, cogu tavsan misali bir uykuya teslim olmus otobus ahalisini dusunmeye... son durakta bekleyeni olmayanlardansaniz, pencere cami daha bir soguk gelir yuzunuze. seyahattan sonra 4-5 saat uyuyup oteki sefere cikacak sofor, muavin yorgunlugu coker ustunuze, yalnizliga biraz da endise katilir, gecmise mi dair gelecekle mi alakali kestiremediginiz... her seyin bir sonu oldugu gibi, otobus de yapayalniz bir perona sizi birakacaktir en sonunda... arda kalan, koltugunuzda biraktiginiz belki bir parca umut, bagaja vermeyip yaninizdan ayirmadiginiz kanayan bir kalp ve nedenini tam hissedemediginiz buruk bir aci, burun direklerine dogru nisan almis...