Çünkü II. Dünya Savaşı sonrası ABD’den yardım gören CHP, yine
Amerika’nın içinde bulunduğu askeri bir ittifakla güvenliğini sağlamak niyetindedir.
Yani Avrupa’da Sovyetlerin ve dolayısıyla komünizm yayılmasına engel olmak için
oluşturulan üç oluşumun ikisine dahil olmayı başarmıştır. Bunlar, Truman Doktrini
ve Marshall Planı, Avrupa Konseyidir. Marshall Planı ile ABD’nin desteğini
sağlarken, 1949’da girilen Avrupa Konseyi ile de Avrupalı bir ülke statüsü
kazanışmıştır. Artık hedefteki tek örgüt, NATO’dur (Erhan, 1996: 276). CHP,
seçimlerden hemen önce (11 Mayıs 1950) NATO’ya üyelik başvurusunda bulunmuş
fakat girmeyi başaramamıştır. DP, CHP’nin başlattığı işi 18 Şubat 1952’de NATO
üyesi olmayı başaracak ve dış politika konusunda bir tutum ve tavır değişikliği
olmadığını göstermiş olacaktır (Sander, 1979: 67-79).
Yani bizim sözcü cumhuriyet gibi gaztelerde kimi chpnin yancısı eski komünistlerin hedef saptırmak için türkiye'nin natoya yanlış anlama sonucu atladığı iddiası ayrıca bunu DP'nin icat ettiği gibi zırvalıkları sahtekarlıktır, çarpıtmadır.