sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

entry25130 galeri video48 ses35
    23972.
  1. https://youtu.be/-2w3DNpF9D8?si=R8GegE1cziQcZBUV link güncellendi.
    Şu şarkının bir başka versiyonunu 12-13 sene önce lise dönemlerinde ne dinlerdim.
    Dinleyince birçok anım depreşti.

    Belki de hayatımda ilk defa birine açıldığım dönemlerde kendime en yakın bulduğum isimdi. Şarkılarını geceleyin kulaklık takıp izmir’in rakseden ışıkları altında yürürken dinlemek hem hüzün hem keyif verirdi.

    Liseye nakil olduğum ilk zamanlar ilk defa ciddi olarak birinden hoşlanmıştım. Hoşlandığım kişiyi tanımadığım, anaokulundan beri arkadaşım olan kişi ile tanışıklığı olduğu için onun söylemesini istemiştim. Gidip benim adıma onunla tanışmak istediğimi iletti. Sevgilisi olduğu için bu teklifi reddetmişti.
    Biraz üzülmüştüm ama atlatmam çok kısa sürdü. Sonrasında zaten yeni biriyle o yaşlara göre ateşli sayılacak bir ilişkiye başladık, sonra okulun en popüler kişisi oldum. Görünüşümden, karakterimden, bilgili biri olmamdan ötürü birçok kişiden çıkma teklifi alıyordum ama etrafımda, sosyal medyada bana yazılan kişiler umrumda değildi, yine de ilk hoşlandığım kişiye dair içimdeki sempati hiçbir zaman kaybolmamıştı. içimde bir sevgi yoktu ama yaşanması gereken bir yarım kalmışlık vardı ve bu kalmışlığı içimde 3 sene boyunca içimde taşıdım. Ayrıca okulda onun kadar derin, hisli olduğunu düşündüğüm biri yoktu ve onun gözleri denli derin bakan bir çift göz daha yoktu.
    O dönemlerde hayatıma 2-3 kişi belki daha fazla girmişti ama bir türlü onu içimden söküp atamıyordum.

    Lise son sınıfta 1.sınıfın ortalarında tanışmak istediğim kişiyle aynı sınıfa denk düştük. tam arkamda oturuyordu, her sabah onunla yeni bir güne uyanıp her akşam, akşamüstünü beraber kapatıyorduk. Arkamda oturuyordu ama sanki her saniye gözlerimiz birbirinde demleniyordu.
    Sözgelimi sürekli bana bir şeyler soruyordu. Her gün okuduğum kitapları soruyor, hayat hakkında konuşmak ve benimle arkadaşlık etmek istiyordu ama hiç bu emellerine karşılık vermiyor, umursamıyordum. O dönemler içsel olarak büyük bir dönüşüm yaşıyordum ve sınıftaki, okuldaki kişiler pek umrumda değildi.

    Lisenin son sınıfının son demlerinde, dayanamadı.
    Muhteşem görselliğe sahip bir yere sınıfça pikniğe gitmiştik. Benim manzaraya nazır kitap okuduğum ve beni boş bulduğu anda, direkt “okul bir iki haftaya bitmek üzere, artık sana her şeyi söylemeliyim içimde tutamayacağım. Ben senden geldiğin ilk zamandan beri hoşlanıyorum, hoşlanmaktan da beter vaziyetteyim. Sana aşık oldum.
    hatta sevgilimin olduğu zamanlar seni düşünüyordum, inan sensiz bir günüm geçmedi. Eğer kabul edersen seninle, yanında sonsuza dek kalmak istiyorum. Asla senin gibi birine hayatım boyunca rastlayamacağım. Sana aşık olmak ve aşık kalmak benim için bir şereftir” dedi.
    Ne kadar derindi sözler 17 yaşındaki biri için.

    Ona, niçin sevgilisinden ayrılıp benimle olmadığını sordum. Karşılığında, o zamanlar bunu içinde çok düşündüğünü 3 gün sonra sevgilisinden ayrıldığını söyledi.
    Öyleyse niçin benim yanıma gelip iletişime geçmediğini sorduğumda ise çok kez teşebbüs ettiğini ve benim görmezden geldiğimi söyledi.
    4.sınıfta aynı sınıfa düşünce, sürekli bana ilgi gösterdiğini ve ona yanaşmadığımı anlattı.

    Hafif çekik gözleri hüznün koynunda beslenmiş onlarca yaş ile dolmuştu.
    Sonra bir iki adım attım, sırtım dönük, benle senden olmaz, ben sana ilk geldiğimde koşarak gelseydin bugün her şey bambaşka olurdu. Sen ise 3 gün sonra sevgilinden ayrıldığını ve benim tanışma teklifime, hareketlerin ve sözlerinle evet dediğini söylüyorsun ama ben o dönemlerde bunu göremeyecek kadar zihnen başka diyarlarda dolanıyordum. Değil bunu fark etmek, ben sana olan gururumdan gözlerine 4.sınıfa kadar bir kez olsun bakamadım.
    Bana olan aşkını ise 3-4 sene sonra söylüyorsun, bunun için çok geciktin her insan aşığına gecikir ama ben sana gecikmeden gelmek için koştuğumda sen bana nefes nefese kalmadın. Nefesini koynumda, dudaklarımda, gözlerimde, zihnimde hissetmeliydim ama beni nefessiz koydun.
    Şimdi gitmeliyim, hoş kal dedim.

    Arkamdan, ağlaya ağlaya lütfen dur. Diyeceklerim var sana hep koştum ama beni bir gün olsun görmedin, yüzüme dahi bakmaya tenezzül etmedin. Yemin ederim, yalvarırım gitme dedi. Sonraki sözlerini dinlememek için gözyaşlarımla kulaklarımı tıkadım. Zira dinledikçe sözleri her saniye biraz daha akıyordu kıyıcı zehir gibi yüreğime.

    O günden sonra zaten okulun bitmesine 2 hafta vardı, 1-2 günlüğüne geldim. Onun olduğu zamanlarda sınıfa girmedim, okulun bahçesinde dolandım durdum. Sözde ondan kaçıyordum doludizgin atlarla, o ise karşıma çıkmaya çalışıyordu bilenmiş inatlarla.
    Onu, o günden sonra bir daha hiç görmedim. Hakkında hiçbir haber almadım. Alsaydım belki üniversite zamanlarında kendimi izmir otogarında bulurdum bir anda. Ayaklarımı hiçliğin ve sonsuzluğun kıyısına çekesim gelirdi. Anılarım depreşir, sevgi hissiyatım oluşurdu. Belki böylesi o zamanlar için daha hayırlı olmuştur.

    Çok özel biriydi, belki de hayatımda en saf duyguları hissettiğim, bu manada tanımaktan müşerref olduğum 2.kişiydi. Umarım şimdi bir şehirde, benim hiçbir zaman bilemeyeceğim bir zamanın yaşandığı bir diyarda eşiyle çocuklarıyla ve beslediği hayvanlarla mutlu, huzurlu ve her gün yeni mutluluklara, umutlara koştuğu bir yaşam sürüyordur. Belki de sokağının adı hüzünlü gramafonlardır…

    Beni tanrı olarak görüyordun, bana tapıyor çok değer veriyordun ama ben çok hata yaptım. inan bana çiçeğim o muhteşem bulduğun görünüşüm, muhteşem bulduğun bilgim, muhteşem bulduğun karakterin bizim mutlu olmamızı sağlamazdı. Karakterim asla öyle gördüğün gibi değildi. Bana tapmanı hor kullanırdım, seni çok üzerdim. Ben kendimi bulma çabasında olan hatalara batıp çıkan biriydim. Birçok yanlış seçim yaptım.Seninle o zamanlar olsaydık inan ki seni çok üzerdim. Senin o güzel ve sonsuz ummana rahmet bağışlayacak kadar derin, yüce kalbini kırsam, o muhteşem gözlerinin yaşlarla parladığını görseydim bugün bile azap dolu olurdum. Kıvranırdım. Evet, bu acıya tahammül edemezdim bakma başkalarına azap vermeme ve vicdani yük taşımadığıma. Sen bambaşkaydın. Şimdi olsak üzmez, mutlu olurduk ama olmaz, imkanı kabil ve mukabil değil.

    Bu arada, ygs sınavının olduğu bir Mart sabahı, beni uzaktan görüp yanıma hızlı hızlı gelip babamla ayaküstü tanışmış ve çok sevmiştin. Sınıfta o sabahtan bahsederken gözlerin Işıl ışıldı. Babam da seni çok sevmişti, dağda biten yaban çiçeğim.
    Tek taç vardı çiçeklerin sultanında onu da koparacak bir kaba bulunur elbet.

    Cebeci istasyonu ve sen şiiri bizi ne kadar da anlatıyor. O şiir de sana ithaf olsun.
    Hoş kal, dilerim.
    https://www.uludagsozluk.com/e/46769989/

    Dipnot: tanışma teklifimi ileten arkadaşım 3.5 ay önce evlendi. 8 saat boyunca düğün ve sonrasında eğlendik. Bunu da ekleyip bu yazıyı tarihe not düşelim.
    6 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük