42'ye gireceğim; ben bile bu dürzülerle aynı cennete gireceğime cehennemde yanarım daha iyi, hiç değilse "ey, mey" diye kafa ütüleyen olmaz, dedim ve kıldığım namazı bıraktım. Gerçi kıldığım şey tam bir namaz da sayılmazdı. Sizi kandırırım, Yüce Allah'ı asla! Tayyipistler gibi riya içeren bir şeydi. Şöyle ki; oğlum küçüktü ve namaz kılan bir babası olsun ve kopuk olmasın, meyilli olsun diye namaza başlamıştım. Çizgiyi bilen insanım ve çizgiyi aşanları görünce üzülüyorum. Namaz Allah için yapılmaz ve yapılamaz; çünkü hiçbir şeye ihtiyacı olmayan bir varlığa biz acizler hiçbir şey yapamayız. Sanırım kendimizi hem çok önemsiyor, hem de küçük görüyoruz. Bu bizi Kur'an'ı anlayamayız sanıp dini soytarılardan dinlememize, kendimizi üstün görüp yaptığımız ibadetleri başkalarına gösterişle satanların ettiği menfaatler yüzünden terketmemize yol açıyor. Kur'an tevhidi ve yalansız yaşamayı anlatıyor sadece. Özü bundan ibaret ve "oku" diyor. Şirk sınırındayız, farkında değiliz: Kimi koltuğa yapışmış makam mevkiyi Allah'a şirk koşup tapınıyor, kimi paraya tapıp şirk yapıyor, kimi de bilmem ne zıkkım... Tevhid inancını doğru anlasak ve dosdoğru insanlar olsak; yeni nesle örnek olur ve bu yaşadığımız dönemi yaşamazdık. Ayağına taş batsa O'ndan bileceksin! Biz zengin olursak kendimizden, fakir kalırsak "dış güçlerden" sandıkça düzelemeyiz. Vebal bizlerde. Yeni yetmeleri suçlamak yerine kendimizi düzeltmeliyiz. Çalıyor ama çalışıyor, diyen kansızlarız. Başkaca ne olmasını umuyoruz ki? Tabiki yeni yetmeler bu riyakarlığı görünce dinden de uzaklaşır, senden benden de...