her soruya cevap verebilen ve mutlak bilgiler veri tabanına sahip bir bilgisayarımız olduğunu farz edelim. yani kainatın tamamına ulaşan bir kablo ve iletişim hatlarına sahip dolayısıyla soracağımız her suali kainatın tamamıyla koordinasyon içinde ve ona uygun şekilde cevaplıyor.
bu bilgisayara erişim imkanı olan insan tabii ki çok özel bir insandır. her mesele hakkında ona danışabiliriz. o da gider “evrensel bilgisayar”dan cevabı alıp bize getirir. bu bilgiler bizim sorularımıza göre oluşturulmuş cevaplardır. evet bilgisayarımız her şeyi biliyor ama bize bütün bu bilgileri vermesi mümkün değil çünkü bizim kapasitemiz ve istiab haddimiz belli.
bunu en başta o bilgisayar bilecektir. madem kainatın bütün veri tabanını kendinde barındırıyor elbette insanı da en iyi şekilde tanıyan ve ona hitabını onun seviyesinde ve onun anlayacağı bir dille yapan vasfında olacaktır. insanı aşan bir dil kullanması maksada aykırıdır ve abes nevindendir.
sorularımızın cevaplarını iyi anlayabilmemiz için gerekli dil her neyse onu kullancaktır. belki aydan, yıldızdan, geceden gündüzden, sivrisinekten misaller verecektir. yeter ki biz verilen mesajı anlayabilelim.
şimdi soralım, bu bilgisayarın bizim ihitiyaç, merak, zaruret vs.. saikiyle yönelttiğimiz sorulara karşılık verdiği bilgileri değerlendirmemiz ve hayatımızı o bilgiler istikametinde programlamamız nedir? bir tapınma faaaliyeti midir? bilgisayar bizden kendisini yüceltmemizi ve bir takım ritüellere girmemizi mi istemiştir? yoksa basitce bize gereken bilgileri mi vermiştir?