"sözlükte izmir düşmanlığı" başlığını okudum. her ne kadar hüsam kardeş -mekkeli abi çölde mohti lazı aramış?- deyu bize bühtan etsede, hicaz bölgesi(mekke-medine-taif-cidde)'nin "hac ve umre ziyaretçisi kabul eden" bir mıntıka olduğunu fikr edememiş? neyse, yıllar önce izmir'den hac ziyareti için gelen -işyeri sahibimizin ahbabı züccaciyeci- Amir ağabey ile olan muhabbetimizi-hatıramızı anımsadım? "gâvur izmir" yaftası mevzuu açıldığında, o anlatmış idi. -makedonya- piriştine'den akrabaları gelmiş ve şöyle bir şikayette bulunmuş; "- yahu amir piriştine'de sırplar-hırvatlar bizi türk olarak görüyor, burada da siz "gâvur" diyorsunuz, biz neyiz ki?" deyu serzenişte bulunduklarını haber verdiğinde ona söylemiş idim, burada tekrar edeyim; "- ağabey o sırp-hırvat gâvuru onlarda "türklük temayülü" görmese böyle bir nitelendirmede bulunmaz? onlar -sizin gâvur demenize- değilde, "düşmanın türk demesine" itibar etsinler?" deyu ünledi idim.