Rasulullah(aleyh es-Selam)'ın irtihali akabinde (Ali el-Murtaza tekvin-defin işleri ile iştigal eder iken) -ensar, muhacir erkânı- beni sakife bahçesinde halife intihabı için toplandı ve halifeyi seçtiler. hz. Ali -sonradan- neticeyi bildiren sahabeye sordu; "- Ensar bu işe ne dedi ve teklifleri ne oldu?" sahabi cevaben, "- halifelik mevzuunda kendilerinden de bir temsilci olmasını talep ettiler, lakin (ayrılık-gayrılık olur gerekçesiyle) kabül görmedi?" dedi. bu ihbar üzre hz. Ali, "- onlar Rasulüllah'ın 'Ensar'a ihsanda bulunulması' emrini duymamışlar mı? deyu mukabele etti.
tekraren, "- pekialâ, kureyş"in (muhaciran dememesine dikkatinizi celb-ederiz, imamın bu işlerin kabilecilik taasubuyla kotarıldığına teşrihi vardır) ne teklif ettiğini, hangi gerekçeri ileri sürdüğünü?" sordu. sahabe;"- Onlarda Rasulüllah a yakınlığı ve şecereyi(soy ağacını)''nı ileri sürdüler ve tekliflerini (hz. ebu bekir'in evs'in damadı olmasından da istifaden?) kabül ettirdiler!". buna mukabil imam; "- onlar şecere'den bahs açtılar lakin, 'meyvasını' unuttular?" diyerek -hilafetin kendi hakkı olduğuna- işaret etmiştir. haddizatında, "- dini bütün- Türk Milliyetçileri de -o ağacın en mütena- meyveleridir!"