gidin o coğrafyaya elinize bir kazma alın ve eşin. ya da camiyi yıkın, altından kilise çıkacaktır. kilise kalıntısını eşin altından bir sinagog çıkacaktır, sinagog kalıntısını eşin, altından bir pagan, bir çok tanrılı din tapınağı çıkacaktır.
burada bir mit, efsaneden değil bir gerçekten bahsediyoruz. kudüs filistin dediğiniz yer tanah yazıtlarında arkeoloji de 3000 küsur sene önce varolmuş birleşik israil krallığı ve sonrasında yehuda krallığının başkentiydi.
filistin dediğiniz yer bir coğrafyadır. bir devlet halk ırk din tanımı değildir. eğer bir halk bir millet bir din bir etnik kimlik bir dil özelinde tekil bir tanım yapacaksanız israil oğullarının haklılığı ortaya çıkar ve onun mülkiyet hakkını tanımış olursunuz.
gerçekten de cahilliği aşan ve aptallık seviyesine vardıran din ırk kimlik kültür ekseninde (müslüman ve yahudi) tartışan şeriat diyen müslümanlar, yahudilik diyen Siyonistler yaşanan çocuk ölümlerinin tek suçlusudur.
insanların dinleri kimlikleri o kadar tabulaşmış putlaşmış ki; hangi din olursa olsun, hangi tanrıya hangi dilde anarlarsa ansınlar kutsal metinlerin gelme sebebi "çocuklarınızı öldürmeyin, onları gömmeyin" amacını unutmuşlar.
çocuklar ölmesin, onlar gömülmesin, insanlar barış içinde yaşasın diye gelen din-dinler çocukları öldürme çocukları öldürme aracı olmuş ve katillerin teröristlerin haklılık aracı savunma gerekçesi olmuş.
burada kalkıp cahillerin aptalların katillerin teröristlerin birini tutmaya, ondan yana olmayı savunanlara ne anlatabiliriz?
insanlar allah'ın verdiği en büyük nimet, sahip olunan en büyük şey olarak dini görüyor. oysa allah insanlara bunları değil de aklı vermiştir. aklı kullanmayı zekayı ortaya çıkarmayı ve bu akıl ve zekanın şekillendirdiği oluşturduğu ahlak ve etik değerler yanı sıra sıra sosyal sorumluluk, bir arada yaşama kültürü, merhamet, adalet, hoşgörü, anlayış, paylaşma, barışı allah amaç edinmiş ve bunun adına da din demiş.
biz insanlarsa buna insan olma erdemini, bizi diğer canlılardan ayıran özellikler demişiz.