tek kelimelik tanımıyla komedidir. zaten biz de komik insalarız, o yüzden ortada garip bir şey yok.
örneklendirmek gerekirse; geçtiğimiz yıl "türkiye, malezya olur mu" korkusuyla üç buçuk atmıştık. uykularımız kaçmıştı. malezya gibi iğrenç, tiksinç bir ülkeye nasıl benzeyebilirdik. biz ki koskoca türkiye cumhuriyeti'ydik. malezyalılar bu benzetmeyi -afedersiniz- sklemedi bile. adamlar mis gibi yaşayıp giderken biz burada hala "n'olur malezya olmayalım" diye hüngür hüngür ağladık. keşke olabilseydik; en azından imf'den falan kurtarırdık yakamızı.
beğenmediğimiz bir başka ülke ise iran. her defasında aydın ve laik toplumumuz tarafından aşağılanan iran'a benzemek korkusu da saçlarımızı beyazlattı ansızın. adamlara hep hakaret ettik, "mollalar iran'a" diye slogan atarken bizim ne kadar çağdaş bir topluluk ve ne derece büyük bir devlet olduğumuzu gösterdik dosta, düşmana.
iran kısa bir süre önce bizim laik, demokratik, anlı, şanlı cumhuriyetimizin 85 yılda yapamadığını yaparak kendisine ait bir otomobili sürdü piyasaya. şanlı devletimiz türkiye cumhuriyeti ise bu arabaları almakla yetindi (patron-uşak ilişkisi işte. onlar çalıştı sefasını biz sürüyoruz). çünkü biz çok büyük bir devletiz.
iran geçtiğimiz günlerde bir uydu gönderdi uzayın derinliklerine. ama bizde herkes uzaylı olduğu için yine yenilmiş sayılmadık gerici, yobaz iran'a karşı. çünkü biz avrupalıyız, onlar ise "ıyy iğrenç doğulu!"
adamlar elimize verdi ama olsun, biz onlardan büyüğüz. çok moderniz çünkü biz. helal olsun bize. ne iran'a ne de malezya'ya benzemediğimiz için kendimizi çok şanslı hissetmeliyiz dostlarım. çok büyük ülkenin çok muazzam vatandaşlarına yazılmıştır bu şarkı.