ne kadar aptalca bir tartışma...
allah var olsa ne olur, yok olsa ne olur?
ben, sen, o, insanlar allah'a inansa ne olur inanmasa ne olur? bu kadar da cehaleti aşan bir şekilde aptallığın nirvasında tek derdiniz allah'ın varlığını yokluğunu ispat etme, inanma-inanmama mı derdiniz?
doğa, evren, yaşam, allah, zeus vs neye inanıyorsanız...
bize sunulan bu yaşam içinde 300-500 yıllık zeytinlikleri-zeytin ağaçlarını kesip bu zeytin ağaçlarından elde edilen yarım litrelik zeytin yağını ışıl işleme filtre vb fabrikasyon tekniğine tabi tutmadan elde edilen sızma zeytinyağının yarım litresi-459 gramı 400-500 lira arası olduğunu (evet, asırlık ağaçlardan elde edilen zeytinyağı en kaliteli yağlardır) düşünürseniz, bu zeytin ağaçları olan bölgeyi kalkıp termik santral, maden, taş-mermer ocağı yapmak ve 459gr üründen 400-500 lira kazanmak yerine 459gr üründen kömür mermer taş ocağı ve hatta altın çıkarsanız bile altının işleme maliyeti bu madenlerin işletme maliyeti çevre kirliliği düşünülürse 459gr altından daha çok gelir gelir getirecek zeytin ağaçlarını yok emek, canlı yaşamı değiştirmek, türleri yaşamdan silmenin maliyetini hesap etmeden doğayı yaşamı yok eden insan allah'a inansa ne olur, inanmasa ne olur?
ateist bir inancını savunan veya bir din inancını savunan bir ideoloji-kişi-idare kalkıp milyonlarca insanın ölümüne sebep olsa bu insanlık düşmanlarının din inancı olsa ne olacak olmasa ne olacak?
doğa evren yaşam evrim tesadüfler zinciri kaos tarafından oluşmuş veya tanrı allah rab odin zeus manitu şiva buda ahura mazda vs isimlerle andığımız yaratıcı tarafından bize verilmiş-oluşmuş olan aklı doğamızda olan yok etmek, öldürmek ve domuz gibi doyma hissi olmadan tüketmek durumunda ki insan aklı sadece doğasında kötülüğü sergilemek için kullanırsa bu insan için allah varsa ne olacak yoksa ne olacak?
insan denen canlının yaşam denen sürecine-döngüsüne, davranışına benzeyen ve aynı davranışı sergileyen tek canlı virüslerdir.
insan yaşamı için önce kendini doğaya çevreye adapte eder. sonra doğayı çevreyi değiştirip yok eder.
virüsler de öyle, önce insan bedenine girer ve mutasyonlarla kendini insan hücrelerine benzetir çoğalır. savunma sistemini aşarak tüm vücudu - organı sarar ve insanı öldürür.
virüs veya insan, yaşamak için yok etmek tüketmek değiştirmek ve de kaçınılmaz olarak yaşam alanını öldürmek zorundadır.
böyle bir canlının vereceği zararı minimize eetmek için din, ahlak ile etik değerler ortaya çıkmış, bir arada yaşama sürecinde de kanunlar birer emniyet sübabı olarak ortaya çıkmıştır.
asıl tartışmamız gereken yaratıcı değil, din değil de asıl tartışmamız gerken insanın doğasıdır.
