bu sabah uyandığımda salonda ki sehbanın üzerine uzattığım ayaklarım buz kesmişti. pencere yine açık kalmış.
o kadar yorgundum ki ne dişlerimi fırçaladım, ne de üstümü çıkarttım. olduğum gibi uyumuşum.
dün mutluydum her şeyden uzakken ilk kez birine başımı yasladım, film izledim. soluklandım!
koca koca kahkahalar atıp, hınzır çocuklar gibi gözlerimi kıstım, hain planlar kurdum karşımdakini şaşırtabilmek adına!
ve bir anda ilk kez ihanet ettim kendime. seni düşündüm bir başka kadının yanında. seni istedim belkide o an. ya da ..bilmiyorum!
şişkoo bu sıralar çok hasta, biraz ona üzülüyorum. duvardaki tablolar, duvarı boyamak bahanesiyle aylar önce yerinden sökülmüştü.
geçen hafta tüm kitaplarımı kontrol ettim içinde senden bir şeyler kalmış mı diye! yoktu. her şey tükenmiş.
birazdan ofise geçerim bütün gün çalışır akşam yedi de evde olurum oysa eskiden eve geç gelirdim ve sen hiç haz etmezdin.
dokuz on.. ve daha geç saatleri sırf beraber yemek yiyebilmek için beklerdin. sen yokken unutuyorum yine akşamları yemek yemeyi, ilaçlarımı vaktinde içmeyi..
okuyorsun ya burayı sırf o yüzden yazıyorum. durumun vahametinin farkında olman için ve fakat gelme geri! gelirsen mahvolur her şey!
bu kez yeniliriz. bir kaç ay daha lazım buna alışmam için sonrası allah kerim.