Çocukluk ergenlik yıllarında hatunlar taş gibiydi. Taş derken öyle kireç taşı falan değil, mohs ölçeği en yüksek taşlar gibiydi. Şimdi ki gibi bim poşeti gibi plastik tek düze belli bir kalıp değildi.
Ne bileyim, kalem gibi kızları kabarık saçla ortada cadı süpürgesi gezerken görmez, etli budlu bıngıl bıngıl kışın TV karşısında kucağınıza aldığınızda üzerinize battaniyeye gerek duymadığınız kızları dana yalamış fırın sütlaç modelinde renkli saçları yoktu.
O yıllarda kadınlar kızlar zarafete önem verirdi. Kolunuza takıp cenazeye veya diskoya gittiğinizde sırıtmazdı, yakışırdı ve ortamda sütün içinde sinek gibi olmazdı.