erdoğan ın abd ye posta koyması

entry11 galeri
    10.
  1. yok yani kimse de demiyor ki "bu siha neden 500 metre kadar amerika birliğinin burnunun dibine sokuluyor?" diye sormuyor?

    çatışma bölgesinde bir birliğin burnunun dibine kadar sokulan, orada görev yapan bu birlik--güç tarafından kullanılmayan silahlı insansız hava aracı tehdit olarak algılanması ve düşürülmesi kadar normal bir tepkime olamaz. dış işleri-iki ülke arasında krize neden olmayacak basit olağan bir durum.
    bu silahlı insansız hava aracının düşürülmesini ha amerika yapmış, ha türkiye yapmış, kim yaparsa yapsın önleyici hizmetler açısından yapılması gerekendir.

    amerika dost müttefik. biz onları vurmayacaktık, onlara tehdit değiliz, onlar hakkında istihbarat toplamıyorduk.
    öyleyse bu birliğe, görev gücü koordinasyonuna haber verilmeli ve gerekli bilgilendirme yapılıp izinler alınmalıydı.

    ama biz gerekli bilgilendirmeleri yaptık. orada terör unsurlarına karşı operasyon istihbarat çalışması içindeydik.
    o zaman biz amerika'lıların siha'mızı vurduğunu amerika'dan haftalık bilgilendirme basın toplantısından değil de ilk önce bizim yetkililerden mehter marşı eşliğinde duymamız lazım, sokağa çıkıp paramızla verip aldığımız kolaları döküp "gahrolsun ameriga" diye protesto etmeliydik.

    yok canım, biz aslında suriye ve ırak da terör unsurlarına destek veren amerika'lıları takip ediyorduk, onları izliyorduk diyorsanız ve bunu da gizliyorsanız; öyle dış politikada "heeey!" diye efelenme olmaz. ilk önce yapar sonra uyarı verirsiniz.
    ne bileyim, abd askeri ateşesi, elçilik, incirlik üssü yetkililerini çağırır "bu ne lan" dersiniz.

    vurularak düşen siha için amerika açıklama yapmazsa "teknik bir arıza-hava koşullarından bir siha aracımız düştü" diye...
    eğer amerika "vurduk, biz düşürdük" diye açıklama yapıyorsa "bir yanlış anlama-koordinasyon eksikliği nedeniyle dost ve müttefik ateşiyle siha aracımız vurulmuştur. bu koordinasyon eksikliğine neden olan, bu yaşanılan istenmeyen durum hakkıında sorumlulara gereken yapılacaktır" diye açıklama yapmamız boşuna tehdit söylemi yapmamamız lazımdı.
    böylelikle her şeyin farkındayız mesajı vermiş, ne kadar ciddi olduğunuzu göstermiş olurdunuz.

    böyle durumlarda heeeyt diye efelenme tehdit ile olmaz. hele ki şunu bunu yapacağız diye tehdit edilmez. örn: güneydoğu'da pkk operasyonlarında pkk ya yardım sağlayan destek veren ve pkk ile mehmetçik ateşi arasına girip pkk militannlarının kaçmasına yardım eden amerika halikopterlerini vurun emri veren gkm başkanı orgeneral doğan güreş paşa, başbakan, cumhurbaşkanı bunu davul zurmayla yapmadı. osman pamukoğlu 20 bin askerle çıktığı kato dağında vadi içinde sıkıştırılan pkk militanlarını korumak için gelen ve koruma ateşi yapan 2 amerika helikopterini vurun emri verip düşürdüğünü davul zurna ile ekranlarda anlatmadı. yıllar sonra emekliliklerinde yine kendileri değil de bu olaylara şahit olan yaşayan kişilerce bu bilgiler (O dönemde Kara Kuvvetleri Harekat Başkanı olan daha sonra Asayiş Kolordu Komutanlığı görevinde de bulunan emekli Korgeneral Altay Tokat da, “vur emrinin verilişinin canlı tanığıyım” demesi vb) durumlar hatırlanacak olursa...

    bir hatırlatma...
    amerika bize ambargo uyguluyor. parasını verdiğimiz, üretimde rol aldığımız f35 projesinden türkiye çıkarılıyor ve uçaklar teslim edilmiyor. amerika'da bu proje kapsamında görevli olan pilot mühendis teknisyenlerin eline bavulları verilip hadi yallah ülkenize deniliyor.
    yetmiyor, hava savunma sistemleri ve teknoloji transferleri askıya alınıyor. askeri ve ekonomik ambargo altında sanki savaş suçu işlemiş işgalci terörist devlet muamelesine maruz kalıyoruz.
    çuval olayı ve mektup olayı vs en ağır aşağılamalara maruz kalıyoruz.
    ne yapıyoruz?
    ne yapmamız gerek?
    bakınız kıbrıs savaşı...
    amerika ambargo kararı aldı. türkiye de bu ambargoya karşı amerikanın tüm askeri üslerini kapattı. tüm amerika personelinin eline bavulunu verdi ülkelerine yolladı. incirlik başta olmak üzere tüm üslere türkiye el koyup amerika bayrağını indirip türk bayrağı çekti.
    üsleri açması, yunanistan'nın natoya dönmesine engel olmaması, yunanistan'a silah satışı için engel olmaması için amerika türkiyeyi tehdit etmeye devam etti ve nato'dan türkiye'yi çıkarmakla tehdit etti. türkiye de sıkıyorsa çıkar dedi ve reste karşı rest dedi. türkiye nato nezdinde tüm ülkelere ülke güvenliği ve uluslar arası anlaşmalardan doğan hakların savunulması gerekliliğini anlatan dış işleri hamlesi yaptı. nato ülkeleri kendi haklarını koruyamazsa içinde bulunduğu yapının hakkını nasıl koruyacak, birlik nasıl ayakta kalacak diye sordu?
    asla seçim meydanlarında 3-5 oy için kamera karşısında iç politika için bu durum kullanılmadı.
    1980, 12 darbesine kadar incirlik ve abd üsleri türkiye'nin kontrolünde kaldı. 12 darbesi sonrası sonrası üsler amerika kontrolüne verildi, yunanistan nato'ya döndü.

    diyeceğim...
    ülke olarak bir şeyler yapacağımızı sanmam. yapılanlar yapacaklarınızın teminatıdır. sadece iç politikaya malzeme olmaktan öte gitmeyecek.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük