Kuşkusuz yoktur. Hep olayın tam ortasında buluruz kendimizi. ilk anımız yoktur, ilk defa ne zaman kendimizin ya da yaşadığımızın farkında olduğumuzu cevaplayamayız, bir anda böyle buluruz kendimizi. Sadece bunu sorduğumuzda söz konusu olur. Yaşadığımız şeyler, ilişkiler bundan farklı değildir. Biz öyküleştirsek de bunlar başlayan ve biten, olan ve tamamlanan şeyler değildir; bir anda kendimizi içinde bulduğumuz gibi bir anda dışında onu hatırlarken buluruz. Bu Yarım kalmışlık ya da bitmişlik değil. Bugün ayrı olmak, o gün birlikte olmakla aynı derece kendimizi birden böyle bulmaktır, daha trajikomik olanı ise bu bir öyleden böyleye geçiş bile değildir. Bu sebeple dün dediğimiz tarihte gündelik denecek kadar az imkan gerektiren mümkünlerin sadece birazcık bugün sonra nasıl ulaşılamaz bir şey olduğunu anlayamayız. Diye yanlış duydum dışarıda yüksek sesle müzik dinleyen adamların dinlediği şarkının sözlerini.