fizik matematik açıdan altın bir kural vardır, ne kadar düşersen, o kadar çıkarsın der. basit olarak anlatıyorum ki ali veli selami ekonomiyi düzeltir, şu rejim bu sistem bizi kurtarır diye aptalca konuşan bazıları anlasın diye...
örn: 10 metrelik bir kuyuya düştüğünüzde çıkmanız gereken mesafe 10 metredir. 100 metrelik bir yere gittiğinizde geri dönmeniz gereken mesafe 100 metredir.
10 metrelik kuyuya düştük (yuvarlak hesap 20 yıldır akp iktidarı var) bu içine düştüğümüz kuyudan (olduğumuz durumdan çıkmamız) için 10 metre tırmanmamız gerek (içinde olduğumuz her alanda çöküşten kurtulmamız için 20 yıl gerek) bu yirmi yılı (orta vade planda) götürecek iktidar var mı?
yok!
çünkü 20 yıl bu yetkiyi verecek talep edecek halk yok.
bir kriz, kaos, felaket vb esnasında yapacağınız ilk şey zarar analizi olmalı.
zarar analizi yapmadan, zararı belirlemeden hiçbir şey yapamazsınız, yapsanız da işe yaramaz.
iddia etmiyorum, eminim...
şu an içinde olduğumuz ekonomik durumun düzelmesi için plan program uygulayanlar, bunun için alternatif plan sunanlar (iktidar muhalefet) bile zarar analizi yapmamıştır-yapamaz da...
örn: yeni maliye bakanı ve merkez bankası başkanı atandı. bunlar ekonomiye yön versin, plan yapsın, bizi bu cendereden çıkarsın diye yapılmış olsaydı maliye bakanı ve merkez bankası başkanlığında hükümet bakanları toplanır. bakanlıklar mali disiplin gereği tüm bilgilerini merkez bankası ve maliye bakanlığı ile paylaşırdı. bütçeler harcamalar elden geçirilir, giderler harcamalar mercek altına alınır, tasarruf tedbirleri konuşulur halk ile de paylaşılırdı. halka insanlara ekonominin içinde olan sanayici üretici çalışan ihracat-ithalatçı finans vb tüm kurumlara bir mesaj verilirdi.
ben duymadım, belki de yapılmıştır.
devlet ve özel sektörün yükümlülükleri, borçları, sözleşmeleri, işletme maliyetleri, garanti kapsamında ödenekleri, anlaşmaları vb çoğu ticari sır diye açıklanmıyor. kurumlar arası iletişim yok. kamu harcamaları tam bir muamma, kamu kurumlarında mali disiplin çökmüş durumda.
böyle bir ortamda zarar analizi bile yapılamazken kalkıp çare diye reçete plan program sunmak doğmamış çocuğa don biçmektir.
