Bütünün küçük bir parçasıdır aslında tek başına bir anlam ifade etmez ancak ilişkiye oldukça renk katar.
ben ayaklarını öpüp okşadığım kadının avuçlarını da seviyorum, kirpiklerine bayılıyorum, boynunda saçlarıyla teninin birleştiği yere ölüyorum mesela çünkü tam orada hem saçlarının kokusunu hem de tenini aynı anda hissedebiliyorum. Ve daha bir sürü başka şey.
Ayaklarını avuçlarımın arasına aldığımda ne kadar küçük olduğuna bakıp şaşırıyorum. Yooo benim ellerim büyük değil ama onun ayakları ufak. Parmakları küçücük. Alnımı parmaklarına yaslıyorum. O an sanki tüm zaman mekan algım kayboluyor. Her şey bir an kayboluyor. Hiçliğin bir hazzı varsa kesinlikle budur.
Sonra başımı kaldırıyorum ve o güzel yeşil gözleri ayaklarının ardından bana gülümsüyor. Usulca parmaklarından öpmek istiyorum. O kadar heyecanlıyım ki. Dudaklarım titriyor sanırım nefesim bile titriyor, kalbim yerinden çıkacak gibi, damarlarımda dolaşan kanın şakaklarımdan atışını hissediyorum.
Ardından usulca parmaklarını emiyorum sanırım, işte o an gözüm bileğindeki dövmeye takılıyor, dövmesinden de öpmek istiyorum ama dudaklarım ayağından kopamıyor, sanki bir mıknatısı kaydırırcasına dudaklarım ve dilim parmaklarından bileğine doğru kayıyor, dedim ya kopamıyorum.
Bileğindeki dövmesinden öpüyorum. Öpmelere doyamıyorum, artık ne kadar öptüysem usulca ayağını çekiyor ve hadi gel diyor.
