Balkan göçmenleri tarafından kurulan cumhuriyet'in yüz yıldır yapmaktan vazgeçmediği bir propaganda. bu propagandanın amacı türkleri orta doğu'nun en kalabalık müslüman topluluğu olan araplardan nefret ettirerek ümmet anlayışına zarar vermek ve laik rejimin ayakta durmasını sağlamaktır.
şunu belirtmek gerekir ki, birinci dünya savaşı'nda bazı arapların osmanlı'ya ihanet ettiği iddiası asılsız değildir. hicaz emiri şerif hüseyin, birinci dünya savaşı devam ederken, ingiliz diplomat mcmahon ile anlaşarak orta doğu'da bağımsız ve büyük bir arap devletinin kurulması karşılığında osmanlı'ya karşı savaşmayı kabul etmiştir. sonrasında, şerif hüseyin ve etrafındakiler gerçekten de osmanlı'ya isyan etmiş ve ingilizlerle birlikte hareket etmişlerdir. ne var ki, savaş sonrası, ingilizler büyük ve bağımsız arap devletinin kurulmasına dair verdikleri sözü tutmamış, onun yerine bölgeyi küçük kukla devletçiklere ayırmış ve şerif hüseyin'in oğullarını bu devletlerin başına getirmişlerdir: faysal önce suriye sonra ırak kralı, ali arabistan kralı, abdullah ise ürdün kralı olmuştur. faysal ve ali'nin saltanatları 20. yüzyıl içerisinde sona ermiştir. ürdün'de ise o zaman kurulan düzen halen devam etmektedir, bugün kral olan kişi abdullah'ın torununun oğludur.
buradaki problem şudur: laik kesim, bir bölgenin valisi olan şerif hüseyin'in ihanetini bahane ederek; fas'tan umman'a kadar uzanan devasa bir coğrafyaya yayılmış olan, birbirinden çok farklı özelliklere sahip ve nüfusu bugün 400 milyonu bulan arapları, iki müslüman millet arasına nifak sokmak için "bize ihanet eden alçak araplar" olarak genellemiştir. araplara her gün çeşitli şekillerde hakaret edilmesi, şüphesiz ki eğitim sisteminin bu propagandasının bir sonucudur.
bizzat kendisi gelip ülkeyi işgal eden ingilizlere, fransızlara, italyanlara hatta yunanlara vs. karşı ortada böylesine bir nefretin bulunmaması, aksine, cumhuriyet'in ilk yıllarında bu milletlere benzemeye çalışılması araplara karşı yürütülen bu propagandanın maksatlı olduğunun kanıtıdır.
