ne oldum delisi olmuş bir can. şu grup bu grup bigrup derken, reklamlarda, pavyon çıkışlarında karı kızla görür olduk adamı. yeri zamanı gelince, insanı, önündeki bardağın/kadehin sonuna kadar götürebilip, onun ağzına az sıçmadığı gerçeği bir yana, o helyum dolu göt de her daim kafamda beliriyor şarkılarını, çalışını dinleyince filan. karakter meselesi olmalı tabii. yaşanmadan da bilinmez ki, bilmeden yaşanmayacağı gibi... ben mesela, kendimi düşününce şimdi; oralara bir yere tırmanmış filan olsam, november rain'in klibinde bırak piyanonun üstüne çıkmayı amuda bile kalkabilir, axl'e bile verebilirdim belki de. ne bileyim belki de... bu "amud" lafı da yalın haliyle çok garibime gitti yalnız.