kabaca krallıkların padişahlıkların (bu iki olgu da meşrutiyetini gücünü varlığını tanrılara dayamak zorundadır) bu sistemi demokrasi ile süslediğinizde ortaya çıkan anayasal monarşi (meşruti monarşi) veya parlamentolu monarşi (iki tanım aynı anlama gelmez, idari açıdan farklılıklar vardır. örn; ingiltere için meşruti ve parlamentolu monarşi cocktaili diyebiliriz) hangi sistem olursa olsun bu millete uymaz, başarılı olamayız.
fazla teknik konulara girmeden basit olarak örnekleyelim. adı şekli idare biçimi ne olursa olsun sistemler bir araba gibidir. halk da bu arabanın sürücüsüdür/kullanıcısıdır. sistemleri idare eden cumhurbaşkanı, başkan, başbakan, kral, padişah vb kişiler de bu arabayı yapan ortaya çıkaran mühendislerdir.
bir ferrari arabanın (sistemin) hızlı olması onu yapan mühendisin (kral padişah) becerisi değil, o arabayı (sistemi) işler hale getiren kullanan talep eden müşterinin (halkın) eseridir. o arabayı (sistemi) talep eden müşteri-kullanıcı (halk) olmasa ferrari (sistem) ortaya çıkmaz. o arabayı (sistemi) ortaya çıkaran ve insanlara sunan mühendisler (krallar padişahlar) müşterinin-kullanıcının (halkın) istekleri beklentisi talepleri yönünde arabayı (sistemi) revize eder, günceller, geliştirir.
ortaya çıkan da yolda görüp bir daha baktığımız imrendiğimiz hayranlık duyup kıskandığımız araba araba (sistem) ortaya çıkar.
sonuç olarak araba (sistem) ve arabayı yapan mühendis (kral padişah) o arabayı (sistemi) alıp kullanan (halkın) kalitesi sayesinde başarılı olur.
örn: benim gibi amele ferrari arabayı (sistemi) alıp köye gitse, köy yolunda kullanmaya kalksa, çift sürmeye, saman taşımak için kullansa ve başarılı olmasa suçlusu bu arabayı (sistemi) yapan mühendisler (kral padişah) mı suçlu olur, işini bilmez, işime yarayacak kaliteli araba (sistem) üretmemiş olacak?
insanları hangi sistemle yönetirseniz yönetin, bu sistemin adı ne olursa olsun, bu sistemin işleyişi ne olursa olsun, bu sistemi belirleyen yasalar kanunlar ne olursa olsun; sistemin kanunların hukukun başarılı olması için bu sisteme uyan, uygulayan insanların ahlak ve etik değerleri yanında sorumluluk ve bilinç içinde bu sisteme uygun bilinç içinde olması lazım.
eğer toplumda yer eden insanlarrın sisteme işlerlik uyum sorumluluk ve aidiyet duygusu yoksa sistemin adı ne olursa olsun, bu sistemi idare eden sorumlu kişi kim olursa olsun sistem işlemez.
tanrı, rab, allah, buda, şiva, manitu vb adla andığınız yaratıcı başa gelse ve kendi sistemini kursa, kendisi de padişah kral cumhurbaşkanı başkan başbakan olsa her şeyi denetleyip idare etse bile sistem yaratıcı bile başarılı olamaz, sistem rejim idare halk devlet çöker.
- ne dediniz, halk bilinçli olmasa ve sorumluluk yanı sıra ahlak ve etik değerleri yozlaşmış ise allah bile başarılı olamaz, düzeltemez ve çöküş kaçınılmaz mı diyorsun?
* evet canım, öyle diyorum. zaten allah da bunu kur'an da itiraf ediyor. ben başarılı olamadım, insanlar yola gelmedi. ben de onları yok ettim diyor. ud kavmi, sevm kavmi, lut kavmi vs. eğer kur'an doğru ise allah böyle diyor. kur'an doğru değil, yanlış ise ve allah kelamı değil ise haklısın özür dilerim.