Arap Milliyetçiliği denen kavramın, kökenlerini nerelere dayandığını saptırarak konuyu ele almıştır.
1.si Devlete tabi olan herkes seferberlik emri geldiğinde Askerlik görevini yapmak zorundadır. Askerlik görevini yapana aferin iyi yaptın denmez çünkü o görevdir.
Ama bunun aksine tabi olduğun göreve karşı çıkıp devletini arkadan vurmak ihanettir.
Bu görev'e bunun aksi bakış açısı olursa eğer Biz Türkler de Ne halt yemeye yemende, Kanal seferinde işimiz vardı oraları korumaya gittik deriz. Anadolulu Musullu vatandaş Türk'ün yemeni koruması, Araplar için bir mükafattır milyonlarca arab'ın Hristiyanlarla işbirliği yapması görevini yapan, yapmak zorunda olan arapların Osmanlı ordusunda askerlik yapmasıyla hafifletilemez ve bütün arapları aklamaz.Ama Yüzbinlerce Türk'ün Tutup da Yemen ellerinde şehit olması, islam coğrafyasını Hristiyanlardan hiç şikayet etmeden koruması büyüklüktür ve en ufak bir ihaneti bile kaldırmaz.
Kaldı ki Osmanlı Ordusu içerisindeki firarilerin, savaş esnasında arkadan vuranların arap olarak sayısını da hiçe saymak büyük faktördür.
Arap yarımadasının baş belası Vahabiliğin büyük taraftar kitlesini görmemek ise başka olayı saptırmadır.
Türk Milleti Milyonlarca Arab'ın Türklüğü arkadan vurmasını hiçbir zaman sineye çekmeyecektir Çünkü Türkler Anadolu Türkleri o arapların topraklarında O arapları hristiyanlardan korumak için yine o arapların ihanetleri yüzünden şehit düşmüştür ve sonunda yemen bizim neyimize Türkülerini yakmışlardır ki Türk tarihinde askerlikten yakınmak ilktir.
Türklere bile Askerlikten yakınacak duruma getirdilerse elbette ki biz onların bu ihanetini unutmayacağız.