Peygamberden sonra ortaya çıkan bütün yenilik ve bidatları şiddet yoluyla önlemek isteyen ve bu yolda bir dönem (1630-1680 yılları arasında) siyaseti kontrol eden, 17. yy'da Kadızade Mehmet Efendi tarafından kurulan ve akıl hocası imam Birgivi olan mutaassıp bir ekol. Tarikatlara, Muhyiddin ibn Arabi'ye, kahve ve tütüne (hatta Birgivi ve Kadızade Mehmet Efendi, tütün konusunda Yahudilerin fitne çıkarmak ve sıhhat bozmak için bu melun şeyi islam dünyasına soktuklarından bahseder), sufilerin türbeleri ziyaret etmelerine, ilahi söylemelerine ve sema yapmalarına karşı çıkmışlardır.
Katip Çelebi(1609-1657) "Mizanu'l-hak" adlı eserinde(1653) hem Sivasileri (sufiler) hem de Kadızadelileri eleştirir. Tefrit ve ifrat görür bu iki grubu. Aşırılık yanlısı olanları için ahmak der. O her konuda mutedil olunması gerektiğini, halkın arasında yaygın olan güzel bidatı zorla değiştirmeye çalışmanın o bidata olan bağlılığı daha da artıracağını savunur.
Naima(1655-1716) onların dona, kaşığa bile karşı oldukları hakkında anekdot anlatır. Ona göre iki taraf da görüşlerinde samimi olmayıp, amaçları devlet otoritesini arkalarına alıp kazanç sağlamaktır. iki taraf da cezalandırılmalı ve Padişah iki gruba da (Sivasi ve Kadızadeliler) eşit mesafede olmalı ve bir gruba ayrıcalık tanımamalıdır, evet.