büyüdükçe arkadaş edinmenin zorlaşması

entry3 galeri
    1.
  1. bu aralar kafamı kurcalayan konudur. aslında bunun sebebinden emin değilim. büyüdükçe mi böyle oldu yoksa eskiden mi insanlar daha sıcakkanlıydı, bilemiyorum. yani biz büyüdüğümüz için mi çocukluğumuz bize daha güzel geliyor, yoksa sahiden o günler güzel olduğu için mi güzel günlerdi, bundan pek emin değilim. ama konuya bir şekilde girmem gerektiği için de başlığı böyle açmaya karar verdim ve şimdilik bunun "bize öyle gelen bir şey" olduğunu varsayıyorum.

    çocukken arkadaş edinmek ne kadar basitti, size de öyle geliyor mu? buna itiraz eden olur mu bilmiyorum ama bir düşünün. yeni taşındığımız şehirde henüz kamyondaki eşyalar evimize yerleştirilirken evimizden çıkıp gözümüze kestirdiğimiz caddeden sağa-sola dönüp daha küçük bir caddeye saptığımızda şu an hiçbirimizde olmayan bir cesaretle seslerin geldiği, kalabalığın olduğu yere gidip birileriyle bi şekilde tanışmayı beceriyorduk. elimizde bir topla ilk sorumuz "oynayalım mı?" oluyordu.

    - olum sen kimsin? niye oynuyoruz? annen baban kim, ne iş yapıyor? hobilerin neler, kitap okur musun?

    hiçbiri sikimizde değildi. arkadaşlar bir şey soracağım, bu şu an bir tek bana mı "korkutucu" geliyor yahu? yani, hakikaten ne büyük cesaret öyle değil mi? bir kere "etrafta kimsenin olmaması" ihtimali yoktu. o sokakların birinde mutlaka eskiden oturduğumuz yerdeki seslere benzer sesler olurdu. ve biz tuhaf bir içgüdüyle seslerin olduğu yeri bulurduk. çocukların, gençlerin toplandığı aralığa gıcır gıcır topumuzla gidip "dokuz aylık oynayalım mı?" diye sormak yeterli oluyordu. isim, annesinin babasının ismi-mesleği, aslen nereli oldukları vesairenin pek önemi yoktu. hatta şu an bi düşündüm de çocukluk arkadaşlarımın bir tanesinin bile aslen nereli olduklarını hatırlayamıyorum. hakkaten ya, sen o kadar sene aynı topu tepüklediğin "kan kardeşinin" nereli olduğunu hiç mi merak etmedin lan? galiba bu bilgiler biraz daha büyüdükten sonra sadece sikindirikleşen muhabbetlerimiz için gerekli olan bilgiler.

    tamam, belki büyüdüğümüz için artık eskisi gibi değil bazı şeyler. mesela kalkıp hiçbirimiz arabanın altına kaçan topu almak için altına girmeyiz. sonuçta çocuk muyuz amınakoyim? size kalkıp "eskiden çok güzeldi varoooov hadi hepimiz eski günlerdeki gibi arabaların altından top alalım!" diyecek halim yok.

    benim dikkat çekmek istediğim nokta şurası:

    beyler, son zamanlarda merdivenlerden çıkıp beton banklardan birine oturup etrafı seyreden yalnız insanların sayısı arttı mı, yoksa bana mı öyle geliyor? ingiltere'de, japonya'da "yalnızlık bakanlığı" diye bi şey çıktı bu sene, duymuş muydunuz?

    şu yazıyı üşenmeden bir okuyun mutlaka. yav olum bi üşenme oku amınakoyim, önemli bi konu.

    daha önceden de bahsettiğim bir habere göre, aylardır kendileriyle hiç kimsenin konuşmadığı seksen yaşlarında bir italyan çift, sonunda bir akşam yalnızlıktan bunalıp hüngür hüngür ağlamaya başlıyor. yaşlı çiftin sesini duyanlar, şiddete maruz kaldıklarını düşünerek polisi arıyorlar. gelen polislere "çok yalnızız, bizimle aylardır hiç kimse konuşmadı" deyip hallerinden şikayette bulunuyorlar. polis onların evine gelip spagetti pişiriyor, beraber yiyorlar. fotoğrafı

    yani benim asıl sorum şu:

    arkadaşlar, kafayı mı yedik? niye birbirimizle konuşmuyoruz? niye birbirimizi yalnız bırakıyoruz? eskiden hiç zorlanmadan yaptığımız sıradan şeyler bugün niye "delice, ürkütücü" geliyor?
    1 ...