özelleştirmelerin cicili-bicili, refah getireceğini iddia eden sloganlarına kanmış kişinin bir sloganıdır. diğer yandan ise özelleştirmelerin istihdam getirdiğine, refahı arttığına ve hatta hizmet kalitesini arttırarak daha kaliteli ürünlere ulaşıldığını iddia eden ve neo-liberal ekolün temsilcisi olan kişidir aynı zamanda.
bir örnek vermekte fayda var. okullarda, iktisat fakültelerinde okutulan özelleştirme modellerinden biri de ingiliz telekomu'nun özelleştirilmesidir. bu örnekte ingiliz telekomunun artan kar değerleri ve hizmetindeki kalitenin nasıl arttığı söylenmektedir. ancak aynı biçimde bu özelleştirme sonrası ne kadar istihdam yarattıldığına ya da özelleştirme sonrası kaç kişinin işsiz kaldığına, sendikal hak ve özgürlüklerin nasıl gerilediğine ve dahası zaten daha önce ödenmiş vergilerin işsizlik fonlarıyla nasıl sermayeye geri döndürüldüğüne hiç değinilmemektedir. değinilemez, zira bu özelleştirmenin cicili-bicili sloganlarına aykırıdır.
bir diğer örnek olarak ise sek'i almakta fayda var. sek özelleştirildikten hemen sonra 21 fabrikasının 17'si kapatılmış bir kurumdur. üstelik bakıldığında bu fabrikaların çoğuda aslında istihdam yaratması gereken daha çok ülkenin yoksul bölgelerinde bulunmaktaydı. ne ilginçtir özelleştirme refah yerine, olan istihdamı da yok etmiştir. elde edilen rantla başka sektörlere, başka bölgere yatırım yapılmıştır.
işin aslı özelleştirme yurttaşların vergileriyle kurulan yerlerin satılmasıdır. halkın yarattığı değerlerin sermayeye verilmesi ve hatta talan ettirilmesidir. bir başkasının malını diğerine bedelsiz bir biçimde verilmesidir. özelleştirme: işsizliğin, serbest piyasa diktatörlüğünün en acımasız halidir.