bu grup arasında bendeniz de bulunuyorum.
sözlükte (veya etrafımızda, sosyal medya ve basın yayın organlarında) konuşulan tartışılanlara bakınca; içinde yaşamak zorunda olduğumuz fiziki yaşam formu olarak sadece insan sayılabilecek kitleye acıyorum.
örn: din kültür gelenek örf adet vs kıl tüy bahanelerle birayı alkolsüz seven tipler, sağlık fit görüntü için yağsız et seven veya et yemeyenler, kafeinsiz kahve şekersiz çay tuzsuz yemek vb içecekleri yiyecekleri aptallık seviyesinde uzun yaşam diye gerekçelendirenler...
en sonunda sanal alemde kurulan arkadaşlıklar.
teninin kokusunu, terinin tadını, dokunmanın hazzını yaşamadan sanal sex.
sanal alem, adı üzerinde; yalan gerçek olmayan...
insanlar artık 21. yy da cehaletin en büyük meyvesini toplamaya başladı. 21 yy cehaletin yüzyılı olacak, yalan bir dünya yarattılar ve bu dünyalarında yaşıyor.
tadsız tuzsuz sevgisiz hayat. bir ağaç gibi yüzlerce yıl, bir taş dağ tepe gibi binlerce milyonlarca yıl bu dünyada yaşamak isteyen insanlığını ret etmiş insan denen canlı türü.
oysa yaşamak aldığın nefes değil, nefesinin kesildiği anlardır. acı mutluluk heyecan tad zevk gülmen ağlaman kızman sevinmen nefret etmen sevmen arzulaman kavuşman ayrılman özlem içinde olman beklemen yokluğunu hissetmen varlığından rahatsız olmandır.
bunlar insan ise ben değilim.
bunlar normal ise ben anormalim.
bunlar akıllı ise ben deliiyim.
bizlerin tadsız tuzsuz bir hayatı uzun yaşam diye dayatan doktor diyetisyenlere, teslimiyet sabır kabullenme emreden öte yanağımızı çevirmemizi isteyen peygamberlere artık ihtiyacımız yok. bunlar geçmişte kaldı.
yok olma evresine girmiş ve geri dönüş sınırını aşmış doğa ve insanlıkta bizlerin özgürlüğümüzü sonuna kadar kullanmamızı isteyen liderlere ihtiyacımız var.
son demlerimizi yaşıyoruz.
bugün halinden memnun olmayanları torunlarının zamanına ışınlayın, göreceksiniz "biz cennette yaşamışız" diyecekler.