birileri faiz artırma sonrası dolarda ki düşüş diye sayıklıyor.
bunu demek için herhalde maliye bakanı veya merkez bankası bankanı olmak lazım.
türkiye'de ekonomik kriz yoktur.
yaşadığımız enflasyon pahalılık ekonomik kriz yüzünden değildir.
doların yükselmesi, 2 sene evvel 8-9 bin liraya alınan notebook şimdi 17-18 bin lira olması ve iki sene önce piyasaya çıkan 8-9 bin liralık notebook'un ikinci eli 13-14 bin liraya satılmasının nedeni dolarda ki fahiş artış değildir.
dolar artmıyor, türk lirası astronomik değer kaybediyor ki şu an en çok değer kaybeden para. türk lirasının kaybı yalnız dolara karşı değil.
Türkiye'nin yaşadığı sorunun kaynağı asla ekonomi değildir.
yapılan faiz artırımı sadece doların artma/tl'nin değer kaybetme hızını belki düşürür.
vatandaş dolar alıyor diye de dolar piyasada artmıyor. vatandaşın dolar artmasında 1 sent/kuruş katkısı yoktur.
örn: sen havaalanına gittiğinde, metroya bindiğinde, köprüden geçtiğinde, otobanları kullandığında, şehir hastanelerine gittiğinde, tüp geçitten geçtiğinde (veya bunları kullanmasan bile) devlet senden türk lirası alıyor bunu dolara çevirip bu projeleri yapanların işletenlerin cebine dolar olarak kuyuyor.
özelleştirme kapsamında satılan devlet iştirakleri yatırımlarının yanı sıra satılan yabancılara geçen özel şirketlerin üretimi ağırlık olarak ithalata kaydı, şu kadar dışarıya mal sattık diye övündüğünüz ihracatınızda 100 dolarlık dışarıya mal satmak için 110 dolarlık mal almanız lazım. ne kadar ihracat ile övünürseniz dış borcunuz o kadar artıyor dış ticaret açığı veriyorsunuz.
yaş çayın kilosunu üreticisinden13 liraya alan devlet piyasaya kilosu 147 liraya satıyor. böyle bir alım/satım kar marjı dünyada yok. yüksek teknoloji ar-ge vs gerektirmeyen böyle bir işletme mal hizmet üretiminde çaykurun zarar etmesinin nedeni ekonomi işletme değildir.