Eğer dünya yaratılırken Tanrı ile melekler arasında böyle bir konuşma geçmiş olsaydı;
"Yav salak, oraya hiç nehir konulur mu? Yokuş yukarı doğru nehir akar mı hiç? Çek bakayım onu ordan. Bana yerçekimini kaldırtma şimdi, bütün düzeni değiştiremem... Haydaa! Bak ağacı nereye koymuş ya? Ağaç hiç gölün içinde olur mu? Su bitkisi mi bu? Kaktüs o kaktüs. Suyu depolayacak parankima hücreleri olacak. O çölde yaşayacak çölde. Öff ulan bak belanı vercem ha! Beni dinleyin ya, dinazoru çekin ordan. Dinazorun orda ne işi var ya? Yanına birde balık koymuş. Koca dinazor balıklan mı doyacak? Bak şimdi de balık yerine insan koydu. Yav insan sonraki çağda dünyaya gelecek. Evrim denilen bir şey var. Haah bak gitti işte insan. Yedi dinazor insanı... Öff bırakın ya size iş verende kabahat. Ben halledeceğim her şeyi."
Tanrı' nın peygamber gönderme eylemi çok gereksiz olurdu. Nihayetinde bir şey beceremiyor melekler. Yarattığı insanlar da belki beceremez diye düşünüp kendisi gelir söylerdi ama işte... Yapmış bir şeyler...