Kuşkusuz hakkında aynı fikirde olan bir çift insanın bile olmadığıdır. Yine üzerine her beyan ayakları yere basmaktan çok Havada asılı kalmaya yakındır. Marks, bir isim, kişi olmayı ve Marksizm olarak ideoloji(?)ye atıfta bulunulan değil, bir imza olarak, hiç yaşamamış ama şahit olan olarak ele alınmalıdır. Zira bu, marksizmin - biraz olsun- var olduğu hayal edilen muhtevasını, işaretini ve odağının, muallel ilerleyemeyişini acziyetten daha çok mağduriyet olarak gösterebilir.
Marksistler Marksizm için her anlamda temel, ana, en mühim süreci hatta menşe ve başlama noktasını görmezler. Marks'ın gördüğünü, bunu, doğru şekilde gördüğü bile tartışılır.
Bu kimseler (deloma)"pragma"tos, (deloma) "praksis" ile onoma ve rhema'nın işaretleşirliğini, nedenli ilişikliğini, bundan kaynaklı Marksizm eleştirilerini basit düzeyde bile kavramadan, bırakalım kavramayı duymadan, hatta duysa da kayda bile almadan Marksist olduklarını iddia ederler. Ki marks bile praksis ile Rhema...